YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/6218
KARAR NO : 2014/21866
KARAR TARİHİ : 23.12.2014
Tebliğname No : 15 – 2011/313780
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 14. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 17/05/2011
NUMARASI : 2010/1619 (E) ve 2011/704 (K)
SUÇ : Güveni kötüye kullanma
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Sanığın 05.01.2010-07.06.2010 tarihleri arasında mağdur A.. T..’in yetkilisi olduğu…Yedek Parça Servis İth. İhr. San. Tic. Ltd. şirketinde satış ve tahsilat elemanı olarak çalıştığı, iş akdi sona ermeden makbuz karşılığında 22.05.2010 tarihinde …Petrol Otom. Ltd. Şirketinden 1.775 TL ve 29.05.2010 tarihinde …Teknik Turbo şirketinden 3.900 TL tahsil ettiği, paraları çalıştığı şirkete iade etmeyerek sadece faturaları şirket muhasebesine verdiği, bu suretle üzerine atılı güveni kötüye kullanma suçunu işlediği iddia edilen olayda, sanığın suçlamayı kabul etmeyerek 31.05.2010 tarihinde makbuz ve bedellerini şirkete ödediğini işten ayrıldığı tarihte ise tutanak düzenlediklerini, karşılıklı olarak alacak ve borcun kalmadığının kabul edildiğini beyan etmesi karşısında gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından; sanığın işten ayrılış tarihinden önce katılan şirkete makbuz ve bedellerini teslim edip etmediğinin belirlenmesi için, ödemeye ilişkin makbuz ve belgelerde alınarak, katılan şirketin tüm defter ve belgeleri de temin edilmek suretiyle, mali bilirkişiye tevdi edilip bilirkişi raporu sonucuna göre değerlendirme yapılıp sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi,
Kabule göre,
1-Mağdurun 17.05.2011 tarihli duruşmada zararının karşılandığını belirtilmiş olması karşısında, TCK’nın 168.maddesinde düzenlenen “etkin pişmanlık” hükümlerinin uygulanabilirlik koşullarının karar yerinde tartışılmaması,
2-Gerekçeli kararda “sanığın geçmişteki hali ve suça konu zararı gidermiş olması” nedeniyle hakkında Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılmasına ilişkin CMK’nın 231/5. maddesinin tatbik edildiği belirtilmişse de, hüküm fıkrasında sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hükümler uygulanmayarak, çelişki oluşturulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 23.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.