YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/6146
KARAR NO : 2014/18580
KARAR TARİHİ : 11.11.2014
Tebliğname No : 15 – 2011/280252
MAHKEMESİ : İstanbul 28. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 12/04/2011
NUMARASI : 2010/7 (E) ve 2011/212 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Katılanın avukat olarak çalıştığı ve olay günü sanık ile bürosundaki bilgisayarların bakım ve onarımı için sekreteri aracılığı ile anlaştıkları, sanığın bilgisayarların bakımının ardından katılana ait bozuk bilgisayarın rem parçalarını çıkarttığı ve katılandan yeni rem parçaları satın alınıp bilgisayarlara takmak üzere 300TL para aldığı, sanığın yeni rem parçası almak yerine 300TL yi uhdesine geçirip hizmet nedeni ile güveni kötüye kullanma suçunu işlediği sanığın tevilli ikrarı, katılan ve tüm dosya kapsamından anlaşılmasına karşın yazılı şekilde sanığın beraatine hükmedilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8.maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK’nın 321.maddesi gereğince BOZULMASINA, 11/11/2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.