Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/6000 E. 2014/22162 K. 25.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/6000
KARAR NO : 2014/22162
KARAR TARİHİ : 25.12.2014

Tebliğname No : 11 – 2011/159883
MAHKEMESİ : İstanbul 49. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 27/12/2010
NUMARASI : 2009/287 (E) ve 2010/1836 (K)
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Katılan P.. Ş..nde dağıtım elemanı olarak görev yapan sanığın, katılan firmaya ait Alibeyköy’deki deposundan faturaları ile birlikte teslim aldığı ürünleri müşterilere teslim ederek fatura bedellerini tahsil ettiği, ancak müşterilerin açık hesap bıraktıklarını beyan ederek suça konu paraları katılan firmaya ödemediği, daha sonra firma müşterileri ile yapılan mutabakatta müşterilerin açık hesap bırakmadıklarını, borçlarının hepsini ödediklerini belirtmeleri üzerine durumun anlaşıldığı, bu şekilde sanığın üzerine atılı hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda,sanık savunması, katılan ifadesi, müşterilere ait yazılı beyan içerikleri, mutabakat ve tüm dosya kapsamına göre suçun sanık tarafından işlendiği sabit olmakla bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
İddia, savunma ve tüm deliller ile ilgili değerlendirmelerin açık olarak gerekçeye yansıtılması ilkelerine uyulmadan yetersiz gerekçeyle hüküm kurulması suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 34, 230, 289/1-g maddelerine aykırı davranılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan diğer yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 25.12.2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.