Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/5983 E. 2014/22215 K. 25.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/5983
KARAR NO : 2014/22215
KARAR TARİHİ : 25.12.2014

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla dolandırıcılık
HÜKÜM : Beraat, mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi,kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
5237 sayılı TCK’nın 158/1-j bendinde,dolandırıcılık suçunun,Banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla, işlenmesi ,nitelikli hal olarak kabul edilmiştir. Bu suçun oluşabilmesi için,Kredi elde eden kişinin banka veya diğer kredi kurumu görevlilerini hile ile aldatmış olması gerekir. Krediyi alan kişinin aldatıcı herhangi bir eylemi olmaksızın,sırf banka elemanlarının kendi görevlerini layıkıyla yerine getirmemeleri yüzünden bir kredi açılmışsa,dolandırıcılıktan bahsedilemez, şartları varsa bankacılık suçundan bahsedilebilir. Bu suçun mağdurları banka ve diğer kredi kurumlarıdır.5411 sayılı “Bankacılık Kanununun 3. maddesinde banka,48. maddesinde ise kredinin tanımı yapılmıştır. Tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlama suçun konusudur. Kredinin tahsis edilmesinin gerekli olup olmadığı,kredi verecek kuruluşun mevzuatında öngörülen düzenlemeler çerçevesinde belirlenir. Fiil,sahte kıymet takdiri raporları veya gerçeğe aykırı belgeler,bilançolar düzenleyerek hileli davranışıyla bunları aldatmaktadır. Kredi kurumu banka olmamasına karşın faiz karşılığında olsun veya olmasın, kanunen borç vermeye yetkili kılınan kurumlar anlaşılır. Bu itibarla böyle
bir yetkiye sahip olmayan bir kişi veya kuruluşa karşı bu fiilin işlenmesi hâlinde koşulları varsa,basit dolandırıcılık suçu söz konusu olacaktır.
Sanık …’in, borçlarını ödeyebilmek için akrabası olan sanık …’a giderek kendi adına kredi çekmesini istediği, sanık …’ın da dayısının oğlu olan …’in bu isteğini kırmayarak Akbank … Şubesine gidip … Ambalaj isimli şirkette çalıştığını, maaşının da 636 TL olduğunu söyleyip kredi almak istediklerini belirttiği, bankanın 3500 TL kredi verebileceklerini söylemesi üzerine verilen krediyi az bularak istemedikleri, bu olaydan yaklaşık 15 gün sonra sanık …’in tekrar sanık …’ı arayarak müteahhit bir arkadaşı olduğunu, bu kişinin banka ile görüştüğünü, istedikleri miktarda kredi çekebileceklerini söylediği, sanık …’ın da bu teklifi kabul etmesi üzerine birlikte sanık …’ın yanına gittikleri, burada sanık …’in aslında kendisinin sahibi olduğu ancak yanında çalışan ve yeğeni olan sanık …’ın üzerine kayıtlı görünen, arsa niteliğinde olan ve … Sitesi, … Mahallesi, … Sokak No:78 …adresinde bulunan taşınmazı sanık …’a satış olarak göstererek konut kredisi çekip aralarında paylaşma teklifinde bulunduğu, sanıklar … ile…’ın bu teklifi kabul etmeleri üzerine sanık …’ın …Ambalaj isimli şirkette çalıştığını belirtip sanık …’in akrabası olan sanık …’dan ev satın alacağını beyan ederek 10.06.2008 tarihinde 62.000 TL meblağlı konut kredisi başvurusunda bulunduğu, akabinde banka görevlisi olan tanık …’un da satışa konu taşınmazı bizzat yerinde görüp ekspertiz raporu düzenlemek için… İlçesine gittiği, burada sanık …’in akrabası olan tanık …’ın tanık …’yı yanıltarak sanık …’a muvazaalı olarak satılan boş arsa yerine bitmiş bir evi gösterdiği, tanık …’nın da tanık …tarafından gösterilen yer ile ilgili olarak evrak düzenleyip bankaya sunması üzerine suça konu kredinin onaylanarak sanık …’a verildiği, daha sonra verilen kredinin bir kısmını sanık …’in bir kısmını da sanık …’in aldığı, suça konu kredinin Birkaç taksitinin ödenip geri kalan kısmının sanıklar … ve … tarafından ödenmemesi üzerine sanık …’ın zor durumda kaldığı ve katılan bankaya gelerek gerçekte kullanılan krediyle ev satın almadığını, yapılan satışın muvazaalı olduğunu belirtip işin aslını anlattığı, bu şekilde sanıkların fikir ve eylem birliği içinde hareket ederek hileli hareketler ile haksız menfaat temin etmek suretiyle üzerlerine atılı nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda,
1-Sanıklar …, … ve … hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde;
Sanıkların suç kastıyla hareket ettiklerine dair her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı kanıt bulunmadığı gerekçesine dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
2-Sanık … hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde;
Kredi işlemi için usulüne uygun bir şekilde sanık … tarafından müracaat yapıldığı, kredi verilmesi için banka görevlisi olan tanık …’un teminat olarak gösterilen … İlçesindeki tapulu taşınmazı gördüğü ve bu taşınmazın tapuya uygunluğunu Kadastro Müdürlüğünden gelecek yetkili kişiler aracılığıyla denetleyebileceği ve tapuda yazılan kaydın bina değil arsa olduğunun bu şekilde anlaşılabileceği halde denetim görevini yapmayarak tapuda yazılı olan kayda itibar ederek bu yer üzerine ipotek konulduğu anlaşılan olayda, dolandırıcılık suçunun aldatma unsurunun söz konusu olmadığı gözetilmeden ve kredi alan …’ya beraat kararı verilirken sanık …’a arsasını devreden sanık …’ın yanında çalışan kişinin eksperi aldattığı gerekçesiyle oluşa ve dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçeyle mahkumiyet kararı verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 25.12.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.