Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/5946 E. 2014/22095 K. 24.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/5946
KARAR NO : 2014/22095
KARAR TARİHİ : 24.12.2014

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için;failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Sanık …’in, şikayetçinin evine giderek içeri girdiği, evin içerisinde şikayetçi ile birlikte eşinin de bulunduğu, şikayetçiye “merhaba amca beni tanıdın mı” diye sorup, şikayetçinin tanıyamadığını söylemesi üzerine … asker arkadaşının torunu olduğunu söylediği, şikayetçinin dedesinin adının … olup olmadığını sorduğu, sanığın da “evet ben onun torunuyum” diye cevap verdiği, sanığın telefonunun şarjının bittiğini söyleyip dedesini arıyormuş gibi yaparak, şikayetçinin ev telefonundan sanık …’ı arayıp konuştuğu, şikayetçi ile sanığın bir süre sohbet ettikten sonra sanık …’in üzerinde para kalmadığını 160 TL’ye ihtiyacı olduğunu söyleyerek, şikayetçiden para istediği, şikayetçinin bu durumu asker arkadaşına sormak amacıyla kendi telefonunu eline aldığı sırada sanığın şikayetçiden önce davranıp, şikayetçinin cep telefonundan, dedesini arıyormuş gibi yaparak yine sanık …’ı aradığı, şikayetçinin sanık …’a, “…, sen misin” diye sorup olumlu cevap alması üzerine torununa 160 TL vereceğini söylediği, sanık …’un da vermesini istemesi üzerine şikayetçinin inanarak yanında bulanan sanık …’e 160 TL para verdiği, sanık … evden ayrıldıktan sonra şikayetçinin tekrar aynı numarayı arayarak parayı verdiğini, yanlışlık olup olmadığını sorduğu, sanık …’un da yanlışlık olmadığını, parayı pazartesi göndereceğini söylediği, ertesi gün şikayetçinin kendi telefonunda kayıtlı numaradan asker arkadaşı …’ı arayıp olayı anlatması üzerine dolandırıldığının anlaşıldığı somut olayda; sanık …’in ayrıntılı ikrarı, şikayetçi ve tanık beyanı, sanık …’in şikayetçinin telefonundan arayıp konuştuğu numaranın sanık …’a ait olması ve sanık tarafından bu hattın suç tarihinde ve sonrasında kullanılmış olması ile tüm dosya kapsamına göre eylemin dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna yönelik mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiş olup, TCK’nın 168. maddesine göre mağdurun uğradığı zararın giderilmesi halinde etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanacağı, TCK’nın 62. maddesine göre ise, takdiri indirim nedenleri olarak failin geçmişi, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları gibi çeşitli sebeplerin sayıldığı, her iki maddenin uygulama nedenlerinin farklı olması ve mahkeme tarafından bu hususların ayrı ayrı gerekçelendirilmesi nedeniyle tebliğnamedeki bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; o yer Cumhuriyet savcısı ve sanık …’ın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 24/12/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.