YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/5902
KARAR NO : 2013/18016
KARAR TARİHİ : 20.11.2013
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Beraat
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunan Sosyal Güvenlik Kurumu’nun, 5271 sayılı CMK’nın 260/1. maddesine göre, sanık hakkında kurulan hükmü temyize hakkı bulunduğu belirlenerek yapılan incelemede;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
TCK’nın 158/1-e bendinde belirtilen, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak dolandırıcılık suçunun işlenmesi, nitelikli hal kabul edilmiştir. Hangi kurum ve kuruluşların, kamusal nitelik taşıdığı, o kurumun kadro bakımından bağlı olduğu durumu düzenleyen mevzuata göre belirlenir. Bu nitelikli halin oluşması için, eylemin kamu kurum ve kuruluşlarının mal varlığına zarar vermek amacıyla işlenmesi gerekir.
Zarar vermek, kamu kurum ve kuruluşlarından hakkı olmayan bir parayı almak yada bir borcu geri vermemek şeklinde olabilir. Bu suçun zarar göreni kamu kurum ve kuruluşunun tüzel kişiliğidir. Kamu kurum ve kuruluşlarının zarar görmesi söz konusu değilse bu suç oluşmayacaktır. Dolandırıcılık suçunun kamu yararına çalışan hayır kurumlarının zararına işlenmesi madde kapsamında değildir
Eczanede kalfa olarak çalışan sanığın, reçete düzeltmek için gittiği … Üniversitesi Hastanesinde çalışan nöroloji uzmanı … … …’ın sekreterinin masasından boş bir reçete alıp masa üzerindeki doktor kaşesini bastığı, hasta adına annesi “…”, tanı kısmına “Antipsikotik” yazdıktan sonra kızkardeşinin rahatsızlığı nedeniyle kullandığı oldukça pahalı olan “İnvega 3 mg” isimli ilacı yazıp babası olan …’a verdiği, babası Sinan’ın, mağdur …’ın sahibi olduğu … Eczanesi’ne giderek reçeteyi ibraz edip ilacı aldığı, reçeteyi kontrol eden mağdur …’ın tanı ile yazılan ilacın uyuşmaması nedeniyle reçeteyi düzeltmek için doktor … …’un yanına gittiğinde, doktor … …’un, kaşenin kendisine ait olduğunu ancak yazı ve imzaların kendisine ait olmadığını belirterek tutanak tuttuğu ve böylece sanığın nitelikli dolandırıcılık suçuna teşebbüs ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediği iddia olunan somut olayda; sanığın savunmasında boş haldeki reçete yaprağını sekreterin masasından alarak kaşeledikten sonra kızkardeşinin kullandığı pahalı ilacı yazdığını beyan edip suçlamaları kabul etmiş ise de; suça konu sahte reçete aslının ele geçirilememesi ve fotokopi reçeteye göre düzenlenen bilirkişi raporunda reçetenin hekim elinden çıkmadığı, acemi biri tarafından yazıldığı ve aldatma kabiliyetinin olmadığının belirtilmesi karşısında unsurları itibariyle oluşmayan nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından verilen beraat kararında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 20.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.