Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/5805 E. 2014/18751 K. 12.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/5805
KARAR NO : 2014/18751
KARAR TARİHİ : 12.11.2014

Tebliğname No : 11 – 2011/64226
MAHKEMESİ : Konya1. Sulh Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 21/09/2010
NUMARASI : 2007/2047 (E) ve 2010/1023 (K)
SUÇ : Bedelsiz senedi kullanma

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Bedelsiz senedi kullanma suçunun oluşabilmesi için; sanığın elinde borçlusunca bedelinin tamamı yada kısmen ödenmiş bir senet olmalı ve bunu kısmen veya tamamen ödenmemiş gibi tahsile sokması veya bir başkasına devretmesi gerekmektedir. Borcun bir bölümü ödenmiş ve geri kalan miktar için elinde tuttuğu senedi, tümü veya kalandan fazla miktarı için kullanan sanığın fiili de bedelsiz senedi kullanma suçunu oluşturacaktır.
Sanığın, katılandan aldığı 31/10/2007 vade tarihli 1.100 TL bedelli bono ile 15/01/2007 vade tarihli 1.000 TL bedelli senede karşılık bedellerinin ödendiğine dair yazılı belge imzalayarak toplam 2.050 TL aldığı halde, senetleri katılana iade etmeyip Konya 6 İcra Müdürlüğü’nün 2007/5036 esas sayılı dosyasında icraya koymak suretiyle bedelsiz senedi tahsile koyma suçunu işlediği iddia edilen olayda, sanığın soruşturma aşamasında, vermiş olduğu belgelerden bir kısmında sahtecilik yapıldığı,100 rakamlarının önüne 1 rakamlarının eklendiğini iddia etmesi, yargılama sırasında ise bu belgedeki imzasını inkar etmesi, ancak Adli Tıp Kurumu raporuna göre belgelerin tamamındaki imzaların sanığa ait olması, sanığın savunması doğru kabul edilse bile sanığın bir miktar bedelini almış olduğu bonoları ciro ederek takibe koydurmasının bile müsnet suçu oluşturması karşısında, Konya 6. İcra Müdürlüğü’nün 2007/5036 esas sayılı dosyası ve mahkeme dosyalarının getirtilerek, sanığın iddiaları doğrultusunda yazılı belgelerdeki rakamlarda tahrifat yapılıp yapılmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayini gerekirken eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet savcısı ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 12.11.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.