YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/5753
KARAR NO : 2014/21149
KARAR TARİHİ : 15.12.2014
Tebliğname No : 11 – 2011/121406
MAHKEMESİ : Afyonkarahisar 2. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 21/12/2010
NUMARASI : 2009/577 (E) ve 2010/386 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Olay tarihinde daha önce tanımadığı ve yol kenarında beklemekte olan katılanın yanına gelen sanığın, katılan ile yaptığı sohbet sırasında, ”Almanya’da yaşadığını, izin için Afyon’a geldiğini, fakir kişilere yardım etmek istediğine” dair yalan söyleyerek bu duruma inanan katılana, elinde bulunan ve hiç bir değeri bulunmadığı tespit edilen Peru parasını gösterip, 1000 euro olduğunu belirttikten sonra katılandan 200 TL para alıp karşılığında elindeki değersiz parayı vermek suretiyle haksız menfaat temin ettiğinin iddia edildiği olayda;
Oluşa, sanığın savunmalarına, şikayetçinin soruşturma aşamasındaki beyanlarına ve tüm dosya kapsamına göre; sanığın, bu şekilde gerçekleştirdiği sabit görülen eyleminin dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna yönelik mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,ancak;
a-Gerekçeli kararın değerlendirme ve kabul kısmının son fıkrasında; ”sanığa verilen kısa süreli hapis cezasının 5237 sayılı TCK’nın 50.maddesi gereğince takdiren 300 tam gün karşılığı adli para cezasına çevrilmesine ve aynı kanunun 52/2 maddesi gereğince de günlüğü 20 TL den hesaplanmasına” şeklinde belirtilmesine rağmen, hüküm fıkrasında bu hususta herhangi bir karar verilmemesi suretiyle ve denetim olanağını ortadan kaldıracak şekilde hükmün karıştırılması,
b-Hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanığa fazla ceza tayini,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanunun 8/1.maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321.maddesi gereğince hükümün BOZULMASINA, 15.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.