YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/5685
KARAR NO : 2014/18475
KARAR TARİHİ : 10.11.2014
Tebliğname No : 15 – 2011/311359
MAHKEMESİ : Bursa 5. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 30/03/2011
NUMARASI : 2010/192 (E) ve 2011/91 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Ticarî faaliyeti meslek olarak icra eden kişilerin, güvenilirliğini sağlamak amacıyla, bu suçun, tacir (kişisel olarak ticaretle uğraşan kimseler) veya şirket yöneticisi olan yada şirket adına hareket eden kişilerin ticarî faaliyetleri sırasında işlenmesi, TCK’nın 158/1-h bendinde nitelikli hâl kabul edilmiştir. Bu kavramlar Türk Ticaret Kanunu’nun ilgili hükümlerine göre belirlenecektir.
Türk Ticaret Kanunu’nun 14. maddesinde, Tacir;
“(1) Kişisel durumları ya da yaptığı işlerin niteliği nedeniyle yahut meslek ve görevleri dolayısıyla, kanundan veya bir yargı kararından doğan bir yasağa aykırı bir şekilde ya da başka bir kişinin veya resmî bir makamın iznine gerek olmasına rağmen izin veya onay almadan bir ticari işletmeyi işleten kişi de tacir sayılır. “denilmektedir.
Ticaret şirketleri, aynı yasanın madde 124’de;
(1) Ticaret şirketleri; kollektif, komandit, anonim, limited ve kooperatif şirketlerden ibarettir.
(2) Bu Kanunda, kollektif ile komandit şirket şahıs; anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket sermaye şirketi sayılır” şeklinde tanımlanmıştır.
Kooperatif yöneticilerinin, kooperatifin faaliyeti kapsamında, dolandırıcılık suçunu işlemeleri de nitelikli hâl, kabul edilmiştir. Üye sayısı dolmasına rağmen, üyeliğe kabulün devamından bahsederek üye kayıt edilmiş gibi kişinin parasının alınması bu suç tipine örnek gösterilebilir. Kooperatif yöneticilerinin kimler olduğu 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 55. ve devamı maddelerinde tanımlanmıştır. Madde 55 – Yönetim Kurulu, kanun ve ana sözleşme hükümleri içinde kooperatifin faaliyetini yöneten ve onu temsil eden icra organıdır. Yönetim Kurulu en az üç üyeden kurulur. Bunların ve yedeklerinin kooperatif ortağı olmaları şarttır. Yönetim Kurulu üyeliğine seçilen tüzel kişiler, temsilcilerinin isimlerini kooperatife bildirir.
Bu suçun oluşabilmesi için, Tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin dolandırıcılık suçunu ticari faaliyetleri sırasında işlemiş olmaları gerekir. Keza, kooperatif yöneticilerinin bu nitelikli halden cezalandırılabilmeleri için suçun kooperatifin faaliyeti kapsamında, işlenmesi gereklidir. Bu suçun faili tacir veya şirket yöneticisi yada şirket adına hareket eden kişi yada kooperatif yöneticisi olabilir.
Şirintepe Kooperatif Başkanı olan sanık T. K.’nın Mustafakemalpaşa ilçesi T. K.Beldesi … ada … parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde inşaat yaptığı sırada, katılanlar ile yaptığı sözleşme gereğince kendilerine haricen kat sattığı, katılanların da sanığın bankadan açtırdığı Ş.Kooperatifi hesabına aidatlarını ödedikleri, bu arada sanığın bu daireleri başkasına sattığı olayda;
Katılanların dosyaya ibraz ettikleri makbuz ve banka dekontlarında paranın S.S. Şirinkent Kooperatifi’nin hesabına yatırıldığının anlaşılması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti için, banka hesabının kooperatif tarafından açılıp açılmadığı ve paranın kim tarafından çekildiği araştırılıp, buna ilişkin evrakların ilgili bankadan getirtilmesi, ticaret sicil memurluğundan adı geçen S.S. Ş. Kooperatifi’nin kaydının bulunup bulunmadığının sorulması, kayıtlı olması halinde kooperatif ile ilgili tüm defter ve kayıtlar getirtilerek bilirkişi incelemesi yaptırılması ve katılanların bu kooperatifte kayıtlarının bulunup bulunmadığı ve her halde suç tarihinin belirlenmesi, adı geçen kooperatifin var olmaması halinde temin edilen son menfaat tarihinin, kooperatifin gerçekte bulunması halinde kura çekildiği belirtilen tarihin belirlenerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 10/11/2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.