Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/5628 E. 2014/21357 K. 16.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/5628
KARAR NO : 2014/21357
KARAR TARİHİ : 16.12.2014

Tebliğname No : 15 – 2011/305386
MAHKEMESİ : Denizli 7. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 02/12/2010
NUMARASI : 2008/636 (E) ve 2010/599 (K)
SUÇ : Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması ve hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Suçun, meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesi hâlinde, nitelikli hali oluşmaktadır.
Katılan H. Ö..’ın suç tarihinden on gün kadar önce Yapı Kredi Bankası, Finansbank, Garanti Bankası, Ziraat Bankası ve HSBC Bankasına ait kredi kartlarını cüzdanı ile birlikte kaybetmesi nedeniyle, aynı gün bu bankalara kartlarını kaybettiğini bildirerek ilgili bankalardan yeni kredi kartlarını çıkartmalarını istediği, 20/09/2007 tarihinde katılanın çalıştığı S… A.Ş. fabrikasına Kuryenet aracılığı ile Yapı Kredi Bankası ve Finansbank’a ait yeni kredi kartlarının sanık tarafından teslim edildiği, bu kartların teslim edildiğinin tanıklar A. Es.. ve M. D.. tarafından da görüldüğü, aynı gün saat 18:43’de ankesörlü telefon olduğu sonradan tespit edilen 0 ..5 nolu telefondan katılanın cep telefonunu arayan Kuryenet personeli sanık Alper’in, katılana HSBC Bankasından aradığını söyleyerek “HSBC’nin yeni kartı çıktı, bazı güvenlik sorularına cevap vermeniz gerekiyor” demesi üzerine katılanın durumdan şüphelenerek bu sorulara cevap vermediği ve telefonu kapattığı, 21/09/2007 tarihinde saat 11:18’de katılanın 0 5..5 nolu cep telefonuna “Garanti Bankası kredi kartınız 20.09.2007 de şahsınıza teslim edilmiştir” şeklinde bir mesaj geldiği, bu kredi kartını teslim almadığı için derhal ilgili banka ile irtibata geçen katılanın kendi adına gelen Garanti Bankası kredi kartı ile 20/09/2007 tarihinde saat 21:23’de 200 TL, saat 21:44’de 200 TL, saat 22:31’de 600 TL ve 21/09/2007 tarihinde saat 01:21’de 1.000 TL olmak üzere toplam 2.000 TL nakit para çekildiğini öğrendiği, Kuryenet personeli olan sanık A.. B..’ın Yapı Kredi ve Finansbank’a ait kredi kartlarını katılana teslim ederken iki yerine üç ayrı yere imza attırarak ve Garanti Bankası kartını da teslim etmiş gibi göstererek teslim etmediği, sonra da katılanın rızası ve bilgisi dışında bu kredi kartını kullanarak kendisine yarar sağladığı, belirtilen şekilde sanığın aynı zamanda hizmet nedeniyle güveni kötüye kullandığı, sanığın kredi kartını kullanmak için katılandan alamadığı güvenlik bilgilerini katılanın annesi olan tanık V. Ö..’ı Ç… Sağlık Ocağından aradığını söyleyip kandırmak suretiyle telefon aracılığı ile tanık Vesile’den temin ettiği iddiasıyla yapılan yargılama sonucunda; sanığın savunmasında, atılı suçlamayı kabul etmediğini, katılana ait 3 adet kredi kartını imza karşılığında teslim ettiğini beyan etmesi karşısında, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından, suça konu kredi kartının şifresinin oluşturulmasına ilişkin ses kaydının Garanti Bankası tarafından mahkemeye gönderildiği de gözetilerek, şifre talep işlemlerindeki sesin sanığa ait olup olmadığının bilirkişi marifetiyle belirlenmesi, söz konusu kredi kartının 4 kez ATM cihazından para çekilerek kullanıldığının iddia olunması nedeni ile, söz konusu ATM cihazlarında kamera kayıt sistemi olup olmadığı sorulup, varsa bu kamera kayıtları getirtilerek para çeken şahsın sanık olup olmadığının tespit edilmesi, bütün deliller toplandıktan sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
1-Hapis cezalarının alt sınırdan tayin edilmesine rağmen, adli para cezalarının belirlenmesi sırasında, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeye dayanarak tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayini,
2-Sanık hakkında banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçundan tayin olunan 3 yıl temel hapis cezasının, TCK’nın 43/1. maddesi gereğince 1/4 oranında artırılması sonucu, sanığın 3 yıl 9 ay hapis cezası ile cezalandırılması yerine eksik olarak 3 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi,
3-Sanık hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerinin kanuni sonucu olarak uygulanması gereken 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin uygulanmaması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 16/12/2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.