YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/5618
KARAR NO : 2014/21353
KARAR TARİHİ : 16.12.2014
Tebliğname No : 15 – 2011/305102
MAHKEMESİ : Hatay 4. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 01/06/2011
NUMARASI : 2009/852 (E) ve 2011/408 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık, kasten yaralama
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için;
Failin bir kimseyi kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
TCK’nın 158/1-d bendinde belirtilen, kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasî parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunun işlenmesi, nitelikli hâl kabul edilmiştir. Söz konusu kurum yada kuruluşların konumunun suçun işlenmesinde kolaylık sağlayacağı düşüncesi, bu kurum ve kuruluşların bu suçta araç olarak kullanılmasının, ağırlaştırıcı neden olmasını gerektirmiştir.
Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için, bunların isminin kullanılması yeterli olmayıp maddi varlığının kullanılması gerekmektedir. Araç olarak kullanılma, bu kurum veya kuruluşlara ait yazı veya belgeleri amaç dışı olarak kullanmak şeklinde olabilir. Bu kurumlara ait kimlik belgesinin gösterilmesi, basılı evraklarının, kıyafetlerinin, taşıtlarının kullanılması mağdurda güven oluşumunu sağlayacaktır.
Emlakçılık yapan sanığın, kendisinden arsa satın almak isteyen katılana, satışı yapılacağı vaadiyle Altınözü … köyünde bulunan zeytinlik ve tarla vasfındaki 84.000 TL ile 126.000 TL arasında değeri bulunan araziyi gösterdiği, katılanın da kendisine gösterilen araziyi almaya karar verdiği ve sanık ile 23.500 TL bedel üzerinde anlaşmaya vardığı, sanığın katılana gösterdiği arsa yerine Yunushanı köyü sınırlarına giren yola 3 km mesafede, gösterilen yere ise 5 km mesafede, 17.850 TL değeri olan taşlık bir arazinin satışını yaptığı, ayrıca durumu fark ederek zararını tazminini istemek için işyerine gelen katılanı silahtan sayılan bant makası ile basit tıbbi müdahale ile iyileşecek şekilde kasten yaraladığı iddia olunan somut olayda; dolandırıcılık suçunun işlenmesi sırasında kamu kurumu olan tapu müdürlüğünün araç olarak kullanılması iddiası karşısında, eylemin 5237 sayılı TCK’nın 158/1-d maddesinde düzenlenen “kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık” suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delilleri takdir ve tartışmanın üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 16/12/2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.