YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/5595
KARAR NO : 2014/21535
KARAR TARİHİ : 17.12.2014
Tebliğname No : 15 – 2011/302971
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 11. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 01/11/2010
NUMARASI : 2009/315 (E) ve 2010/674 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır.Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
1-Katılanın evine pazarlamacı olarak gelen sanığın, katılana Dudullu yolunda Metropol adında bir mağaza açtıklarını, bir ürün alırsa karşılığında televizyon hediye edeceklerini söyleyerek katılana 300 TL karşılığı meyve sıkacağı sattığı, 295 TL peşin alıp 5 TL’yi de televizyon teslim edildiğinde alacaklarını söylediği, katılana teslim edilen kutudan çay makinesi çıkması üzerine katılanın dışarı çıkıp sanık ve yanında bulunan diğer pazarlamacıların yanına gidip kutudan başka bir ürün çıktığını söylemesi üzerine, sanığın yanındakiler ile birlikte bir araca binip kaçtığı, sattığı ürüne karşılık fatura vermediği gibi hediye edeceklerini söylediği televizyonu da getirmediği, bahsettiği adreste Metropol adında bir mağaza bulunmadığının anlaşıldığı, bu şekilde gerçekleşen eyleminin dolandırıcılık suçunu oluşturduğu iddia edilen olayda, sanığın savunmasında katılana çay makinesi sattığını, televizyon hediye edeceklerini söylemediğini belirtmesi karşısında, maddi gerçeğin şüpheye yer bırakmayacak şkeilde açığa çıkarılması bakımından, olaya dair bilgi ve görgüsü olduğu anlaşılan İ.A.. tanık olarak dinlendikten sonra tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Kabule göre de;
Hapis cezasının alt sınırdan tayin edilmesine rağmen, adli para cezasının belirlenmesi sırasında, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeye dayanarak tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle sanığa fazla ceza tayini,
3-Adli para cezasına hükmedilen sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17.12.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.