YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/5540
KARAR NO : 2014/21300
KARAR TARİHİ : 16.12.2014
Tebliğname No : 11 – 2011/110329
MAHKEMESİ : Uşak(Kapatılan) 1.Sulh Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 08/10/2010
NUMARASI : 2010/341 (E) ve 2010/717 (K)
SUÇ : Güveni kötüye kullanma
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanık hakkında şikayetten vazgeçme nedeniyle hükmolunan Düşme kararının kesin nitelikte olmadığı temyize tabi olduğu anlaşıldığından 25.10.2010 tarihli ek karar kaldırılarak yapılan incelemede;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Zilyedinin rızası olmadan başkasına ait taşınır bir malı, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden almak, hırsızlık suçunun temel şeklidir. Taşınır malın alınmasının suç oluşturabilmesi için, zilyedinin rızasının bulunmaması gerekir.
Mağdur R.. A..’ün arkadaşı olan İ.T.. ile birlikte kiralamış oldukları araç ile şehir merkezinde gezindikleri sırada, Dörtyol civarında sanık ile karşılaştıkları ve birlikte gezmeye devam ettikleri, bir ara mağdur ile İsmail’in araçtan indiği, sanığın araçta kaldığı, işleri bitince araca döndüklerinde sanığın araçtan inerek ayrıldığı, mağdurun daha sonra aracın içerisinde bıraktığı cep telefonunun yerinde olmadığını farkettiği, telefonunu
aradığında sanığın telefonu kendisinin aldığını ve işi bitince getireceğini söylediğinin iddia olunması karşısında; Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 12/06/2012 tarih ve 2011/15-440 Esas, 2012/229 Karar sayılı ilamı gereğince, eylemin TCK’nın 141/1. maddesinde öngörülen hırsızlık suçunu oluşturacağı gözetilmeden yazılı şekilde güveni kötüye kullanma suçundan hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 16.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.