Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/5295 E. 2014/21602 K. 18.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/5295
KARAR NO : 2014/21602
KARAR TARİHİ : 18.12.2014

Tebliğname No : 11 – 2011/136773
MAHKEMESİ : Manisa 1. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 17/02/2011
NUMARASI : 2010/269 (E) ve 2011/35 (K)
SUÇ : Kamu kurum ve kuruluşların zararına dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
TCK’nın 158/1-e bendinde belirtilen, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak dolandırıcılık suçunun işlenmesi, nitelikli hal kabul edilmiştir. Hangi kurum ve kuruluşların, kamusal nitelik taşıdığı, o kurumun kadro bakımından bağlı olduğu durumu düzenleyen mevzuata göre belirlenir. Bu nitelikli halin oluşması için, eylemin kamu kurum ve kuruluşlarının mal varlığına zarar vermek amacıyla işlenmesi gerekir. Zarar vermek, kamu kurum ve kuruluşlarından hakkı olmayan bir parayı almak yada bir borcu geri vermemek şeklinde olabilir. Bu suçun zarar göreni kamu kurum ve kuruluşunun tüzel kişiliğidir. Kamu kurum ve kuruluşlarının zarar görmesi söz konusu değilse bu suç oluşmayacaktır. Dolandırıcılık suçunun kamu yararına çalışan hayır kurumlarının zararına işlenmesi madde kapsamında değildir.
Sanığın, sahibi olduğu 1087 ve 1085 parsel nolu arazilerinden demiryolu geçtiği, bu nedenle suça konu arazilerin istimlak edilerek ifraz işlemi sonrasında 3853 ve 3855 parsel nolu taşınmazlar olarak tapuya kaydedildiği, ancak sanığın bu parselleri kullanıyormuş gibi 2006-2007-2008-2009 yılları arasında Tarık İl Müdürlüğüne müracaata bulunarak toplam 568,33 TL haksız tarımsal destekleme aldığı, bu şekilde sanığın üzerine atılı nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda, sanığın tarımsal destekleme aldığı taşınmazlar ile ilgili olarak üzerlerinden demir yolu geçmesi nedeniyle istimlak edilip ifraz işlemine tabi tutulduklarının tapu kayıtlarından yapılacak basit bir incelemeyle tespit edilebileceği, sanığın kurumun denetim imkanını ortadan kaldıracak mahiyette hileli bir hareketinin olmadığı, ayrıca sanığın suç kastıyla hareket ettiğine dair delil de bulunmadığı, bu nedenle nitelikli dolandırıcılık suçunun unsurları itibariyle oluşmadığı dikkate alınarak atılı suçtan sanığın beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 18.12.2014 tarihinde oy brliğiylle karar verildi.