Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/5292 E. 2014/21606 K. 18.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/5292
KARAR NO : 2014/21606
KARAR TARİHİ : 18.12.2014

Tebliğname No : 11 – 2011/136345
MAHKEMESİ : Ankara 13. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 02/12/2010
NUMARASI : 2010/449 (E) ve 2010/762 (K)
SUÇ : ;Dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu,kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Sanığın, cadde üzerinde yürümekte olan müştekinin yanına yaklaşarak gerçekte … Free Shop’ta çalışmadığı halde burada çalıştığına dair kimliği gösterip ihraç fazlası parfüm sattığını söylediği, müştekinin de bu inanarak sahte olan 5 adet parfümü 50 TL karşılığında sanıktan satın aldığı, ancak eve gidip söz konusu parfümlerden birini kullanınca sahte ve bozuk olduğunu anlayarak şikayetçi olduğu, bu şekilde sanığın hileli hareketlerle haksız menfaat temin ederek üzerine atılı dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda,
Sanığın kovuşturma aşamasındaki ifadesinde, 2009 yılının 8. veya 9. aylarında kimliğini kaybettiğini, bu kimliğini bulan şahsın atılı suçu işlediğini, Ankara İline hiç gitmediğini belirterek suçlamayı kabul etmemesi karşısında,
gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkarılması açısından, sanığın savunması doğrultusunda araştırma yapılarak 2009 yılı eylül ayı içinde sanık tarafından yeni bir kimlik belgesi alınıp alınmadığının tespit edilmesi, alınmış ise olay anında sanıkta yakalanan kimlikteki fotoğrafla bu kimlikteki fotoğrafın aynı kişiye ait olup olmadığının belirlenmesi, gerektiğinde talimatla ifadesi alınan kişinin fotoğrafları çektirilip müşteki ve tanığa teşhis ettirildikten sonra toplanan tüm delillerin birlikte değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayinin gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hükmolunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 18.12.2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.