Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/5254 E. 2014/21534 K. 17.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/5254
KARAR NO : 2014/21534
KARAR TARİHİ : 17.12.2014

Tebliğname No : 11 – 2011/131304
MAHKEMESİ : Bursa 14. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 01/11/2010
NUMARASI : 2008/252 (E) ve 2010/1487 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık, özel kıyafetleri usulsüz kullanmak

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Sanığın, nargile kafe işleten şikayetçinin işyerine üzerinde polis yeleği ve omuz askılı tabanca kılıfı ile gidip kendisini polis olarak tanıtarak işyerinde nargile içip parasını ödemediği ve maaşında haciz bulunduğunu bu nedenle geçim sıkıntısı çektiğini söyleyerek şikayetçiden ayrı ayrı zamanlarda toplam 150 TL para aldığının iddia edildiği olayda,
Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 28.12.2004 gün ve 2004/173-228 sayılı kararında da açıklandığı üzere, somut olayda, dolandırıcılık suçunun Emniyet Genel Müdürlüğü’nün maddi varlığı olan sahte polis yeleğinin sanık tarafından kullanılması suretiyle işlendiğinin iddia ve kabul olunması karşısında; eylemin, suç tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 158/1-d maddesinde öngörülen nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delillerin takdirinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi yerine, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı sair yönleri incelenmeksizin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanun’un 326/son maddesi uyarınca sanığın kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 17/12/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.