Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/5211 E. 2014/21507 K. 17.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/5211
KARAR NO : 2014/21507
KARAR TARİHİ : 17.12.2014

Tebliğname No : 11 – 2011/117632
MAHKEMESİ : Antalya 1. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 11/11/2009
NUMARASI : 2007/740 (E) ve 2009/1636 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Cadde üzerinde yürümekte olan mağdurun yanına yaklaşan sanığın üzüntülü bir vaziyet alarak annesini arayacağı bahanesiyle mağdurdan cep telefonunu istediği, mağdurunda SİM kartını çıkarıp verdiğinde mağdurun dalgınlığından da istifade ile olay yerinden kaçıp gittiği, daha sonra mağdurun bir iş yerinde görüp zabıtaya haber vermesi üzerine de sanığın yakalandığı, iddia edilen olayda,
Sanığın, suçu işlemediğini belirtip, olay günü “müşteki ile beraber iken Emrullah isimli şahıs geldi, şikayetçi cep telefonunu bu şahsa vermiş, oda alıp gitmiş, Emrullah’ı tanıdığım için müşteki beni şikayet etti” şeklindeki beyanı, şikayetçinin, kovuşturma aşamasında sanığı fotoğrafından teşhis ettiği halde, kollukta verdiği 20.09.2005 tarihli
ifadesinde cep telefonunu sanık K.. A..’ın tanıştırdığı Emrullah isimli şahsın aldığını belirtmiş olması, Turkcellden celp edilen HTS raporunda sanığın mağdura ait cihazla olay günü ve sonrası 2 gün içinde 15 telefon görüşmesi yaptığının belirlenmesi, karşısında; maddi gerçeğin hiç bir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkartılması açısından şikayetçinin yeniden dinlenilerek olayı kimin gerçekleştirdiği sorulup, sanığa HTS raporu okunarak hangi sebeple olay günü ve sonrasında şikayetçinin telefonu ile konuşma yaptığı sorularak A.. E..lakaplı kişi araştırılıp beyanının alınmasından sonra elde edilecek sonuçların birlikte değerlendirilerek sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
Sübutu kabul edilen eylemin, hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeyerek, yazılı şekilde dolandırıcılık suçundan hüküm kurulması,
TCK’nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun” sadece sanığın kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise yoksunluğun hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.