Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/5202 E. 2014/17013 K. 22.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/5202
KARAR NO : 2014/17013
KARAR TARİHİ : 22.10.2014

Tebliğname No : 11 – 2011/116833
MAHKEMESİ : Acıpayam Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 05/11/2010
NUMARASI : 2008/49 (E) ve 2010/486 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık, özel belgede sahtecilik

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Şikayetçi Elyaz’ın sanık Şükrü’nün vekaleten işletmeciliğini yaptığı A.Petrol’den 32,70TL’lik Lpg aldığı, bu amaçla sanık tarafından veresiye senedi tanzim edildiği, sanık Şükrü’nün daha sonra senet üzerinde oynama yaparak senet bedelini 327,00TL olarak sahte şekilde düzenleyip icraya koyduğu, sanığın bu eylemiyle dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda; sanığın eyleminin; 5237 sayılı TCK’nın 158/1-d maddesinde düzenlenen “kamu kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık” suçunu oluşturup oluşturmadığına ilişkin delilleri takdir ve tartışmanın üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken duruşmaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, katılanın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 22.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.