Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/5187 E. 2014/18166 K. 05.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/5187
KARAR NO : 2014/18166
KARAR TARİHİ : 05.11.2014

Tebliğname No : 11 – 2011/112766
MAHKEMESİ : Elazığ 1. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 28/12/2010
NUMARASI : 2009/215 (E) ve 2010/365 (K)
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi evrakta sahtecilik

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; Failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
TCK’nın 158/1-d bendinde belirtilen, kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasî parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunun işlenmesi, nitelikli hâl kabul edilmiştir. Söz konusu kurum yada kuruluşların konumunun suçun işlenmesinde kolaylık sağlayacağı düşüncesi, bu kurum ve kuruluşların bu suçta araç olarak kulanılmasının, ağırlaştırıcı neden olmasını gerektirmiştir.
Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için, bunların isminin kullanılması yeterli olmayıp maddi varlığının kullanılması gerekmektedir. Araç olarak kullanılma, bu kurum veya kuruluşlara ait yazı veya belgeleri amaç dışı olarak kullanmak şeklinde olabilir. Bu kurumlara ait kimlik belgesinin gösterilmesi, basılı evraklarının, kıyafetlerinin, taşıtlarının kullanılması mağdurda güven oluşumunu sağlayacaktır.
Katılan Y. G. E.’in eczacılık yaptığı, işlerinin eşi İ.. E.. tarafından takip edildiği, katılanın alınan ilaçlara karşılık ilaç depolarına verilmek üzere önceden boş çek imzalayarak eczaneye bıraktığı, eczaneye bıraktığı bu çeklerden birinin sanığın eline geçtiği ve imzalı boş çekin alacaklısı H.. K.., keşide yeri Elazığ, keşide tarihi 14.03.2007 meblağı 73.000 Dolar olarak düzenlenmiş ve H.. K.., tarafından ciro yapılmış olarak sanık tarafından icra takibi başlatıldığı olayda;
Sanığın savunmasında suça konu çeki internet yoluyla sipariş veren H.. K.. isimli şahsa Sakarya’da PVC kapı ve pencere vermesi karşılığında aldığını, teslimat işini ve çeki alma işini ustabaşı olan H.. D..’ın Sakarya’ya giderek gerçekleştirdiğini belirttiği halde, söz konusu satışa ilişkin herhangibir fatura belge kayıt bulunmaması, tanık H.. D..’ın Sakarya’da herhangi bir teslimat ve çek alma işini gerçekleştirmediğini beyan etmesi, ekspertiz raporunda çek ön yüzündeki yazılar ile birinci ciranta H.. K.., yazı ve imzasının aynı kişinin eli ürünü olduğunun bildirilmesi ve H.. K..’ın vefat etmiş olması karşısında, maddi gerçeğin hiç bir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkartılması açısından H.. K..’ın yazı ve imzalarının araştırılıp istenilerek çek ön yüzündeki yazılar ve H.. K.. ciro yazısı ve imzasının H.. K..’a ait olup olmadığının tespit edilerek elde edilecek sonuca göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde beraatına karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 05.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.