Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/5163 E. 2014/18286 K. 06.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/5163
KARAR NO : 2014/18286
KARAR TARİHİ : 06.11.2014

Tebliğname No : 11 – 2011/97223
MAHKEMESİ : Karabük Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 30/09/2010
NUMARASI : 2010/57 (E) ve 2010/192 (K)
SUÇ : Banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak amacıyla dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi,kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
5237 sayılı TCK’nın 158/1-j bendinde, dolandırıcılık suçunun, Banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla, işlenmesi, nitelikli hal olarak kabul edilmiştir. Bu suçun oluşabilmesi için, Kredi elde eden kişinin banka veya diğer kredi kurumu görevlilerini hile ile aldatmış olması gerekir. Krediyi alan kişinin aldatıcı herhangi bir eylemi olmaksızın,sırf banka elemanlarının kendi görevlerini layıkıyla yerine getirmemeleri yüzünden bir kredi açılmışsa, dolandırıcılıktan bahsedilemez, şartları varsa bankacılık suçundan bahsedilebilir. Bu suçun mağdurları banka ve diğer kredi kurumlarıdır. 5411 sayılı “Bankacılık Kanununun 3. maddesinde banka, 48. maddesinde ise kredinin tanımı yapılmıştır. Tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlama suçun konusudur. Kredinin tahsis edilmesinin gerekli olup olmadığı, kredi verecek kuruluşun mevzuatında öngörülen düzenlemeler çerçevesinde belirlenir. Fiil, sahte kıymet takdiri raporları veya gerçeğe aykırı belgeler, bilançolar düzenleyerek hileli davranışıyla bunları aldatmaktadır. Kredi kurumu banka olmamasına karşın faiz karşılığında olsun veya olmasın, kanunen borç vermeye yetkili kılınan kurumlar anlaşılır. Bu itibarla böyle bir yetkiye sahip olmayan bir kişi veya kuruluşa karşı bu fiilin işlenmesi hâlinde koşulları varsa,basit dolandırıcılık suçu söz konusu olacaktır.
Sanığın, M.. Y.. ve Kardeşleri İnşaat Gıda Temizlik Madencilik Güvenlik Nakliyat Ticaret Sanayi Limited Şirketinde yetkili olduğu, ancak Yaman Tesisat adına yetkisi olmadığı halde 2008 yılı eylül ayında Karabük Yücel Huzurevi Hizmet Binası onarım işinden Y. Tesisat adına tahakkuk eden 38.404,19 TL’yi yetkilileri yanıltarak yetkisi varmış gibi imzalar atarak katılanın ortağı olduğu ve kendisinin yetkilisi bulunduğu şirkete havale edilmesini sağladığı ve söz konusu vekaletnameyi kullanarak Ziraat Bankası K. Şubesinden 26.12.2008 ve 29.12.2008 tarihlerinde toplam 38.400 TL parayı çektiği, bu şekilde üzerine atılı nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda, katılanın aşamalarda değişmeyen ifadesinde, sanığın yetkisi olmadığı halde Y. Tesisat adına Yücel Huzurevi Hizmet Binası onarım işinden tahakkuk eden parayı hileli hareketlerle bankadan çekerek haksız menfaat temin ettiğini belirtmesi, katılanın ifadelerinin tanık beyanlarınca doğrulanması, sanığın Y. Tesisat adına işlem yapması için vekaletnamesinin bulunmaması ve suça konu paraların sanık tarafından çekildiğinin ilgili banka yazısından anlaşılması karşısında, sanığın eylemlerinin, sahte fatura düzenlenmiş olmakla; TCK 207/1.maddedeki özel belgede sahtecilik ve kamu kurumu niteliğindeki Özel İdare Müdürlüğünün maddi varlıklarından olan belgelerin kullanılmış olması nedeniyle kamu kurumunu aracı kılması suretiyle TCK 158/1-d maddedeki yazılı nitelikli dolandırıcılık suçlarını oluşturduğundan mahkumiyeti gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kuruması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 06.11.2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.