YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/5154
KARAR NO : 2014/21227
KARAR TARİHİ : 15.12.2014
Tebliğname No : 11 – 2011/176344
MAHKEMESİ : Yozgat Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 10/01/2011
NUMARASI : 2009/192 (E) ve 2011/5 (K)
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için;
Failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Ticarî faaliyeti meslek olarak icra eden kişilerin, güvenilirliğini sağlamak amacıyla, bu suçun, tacir (kişisel olarak ticaretle uğraşan kimseler) veya şirket yöneticisi olan yada şirket adına hareket eden kişilerin ticarî faaliyetleri sırasında işlenmesi, TCK’nın 158/1-h bendinde nitelikli hâl kabul edilmiştir. Bu kavramlar Türk Ticaret Kanunu’nun ilgili hükümlerine göre belirlenecektir.
Türk Ticaret Kanunu’nun 14. maddesinde, Tacir;
“(1) Kişisel durumları ya da yaptığı işlerin niteliği nedeniyle yahut meslek ve görevleri dolayısıyla, kanundan veya bir yargı kararından doğan bir yasağa aykırı bir şekilde ya da başka bir kişinin veya resmî bir makamın iznine gerek olmasına rağmen izin veya onay almadan bir ticari işletmeyi işleten kişi de tacir sayılır. “denilmektedir.
Ticaret şirketleri, aynı yasanın madde 124’de;
(1) Ticaret şirketleri; kollektif, komandit, anonim, limited ve kooperatif şirketlerden ibarettir.
(2) Bu Kanunda, kollektif ile komandit şirket şahıs; anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket sermaye şirketi sayılır” şeklinde tanımlanmıştır.
Kooperatif yöneticilerinin, kooperatifin faaliyeti kapsamında, dolandırıcılık suçunu işlemeleri de nitelikli hâl, kabul edilmiştir. Üye sayısı dolmasına rağmen, üyeliğe kabulün devamından bahsederek üye kayıt edilmiş gibi kişinin parasının alınması bu suç tipine örnek gösterilebilir. Kooperatif yöneticilerinin kimler olduğu 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 55. ve devamı maddelerinde tanımlanmıştır. Madde 55 – Yönetim Kurulu, kanun ve ana sözleşme hükümleri içinde kooperatifin faaliyetini yöneten ve onu temsil eden icra organıdır. Yönetim Kurulu en az üç üyeden kurulur. Bunların ve yedeklerinin kooperatif ortağı olmaları şarttır. Yönetim Kurulu üyeliğine seçilen tüzel kişiler, temsilcilerinin isimlerini kooperatife bildirir.
Bu suçun oluşabilmesi için, Tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin dolandırıcılık suçunu ticari faaliyetleri sırasında işlemiş olmaları gerekir. Keza, kooperatif yöneticilerinin bu nitelikli halden cezalandırılabilmeleri için suçun kooperatifin faaliyeti kapsamında, işlenmesi gereklidir. Bu suçun faili tacir veya şirket yöneticisi yada şirket adına hareket eden kişi yada kooperatif yöneticisi olabilir.
Sanıkların temyiz talebinde bulunmayan Mesut, Müslüm ve D. İ.. ile birlikte … Alışveriş Merkezi Firmasında görevli olup kapıdan satış işi ile uğraştıkları, sanıkların mağdurların bulunduğu köye giderek STV isimli televizyon kanalından geldiklerini, Akdağmadeni ve Yozgat’ta mağaza açacaklarını belirterek mağdurları veya yakınlarını işe alacaklarını, çekiliş sonucu mağazadan hediye ürün verdiklerini belirtip, çekiliş yapmak yöntemiyle önce hediye verdikleri ve hediyeye sahip olabilmek için bir ürün almaları gerektiğini söyleyip senet imzalattıkları, kapıdan satış sözleşmesine aykırı davranarak mağdurlara herhangi bir belge vermemek suretiyle cayma haklarını ellerinden aldıkları, çekilişte çıktığını söyledikleri bir kısın hediyeleri de teslim etmedikleri olayda;
Sanık Şükrü’nün pazarlama işi yapmadığını, mal teslim ettiğini, pazarlama işini Cemal, Deniz ve Müslüm’ün yaptığını, müşterilerle görüşmediğini savunması, tanık Kadir’in eve gittiğinde müdür olduğu söylenen Cemal isimli kişi ile mal taşıyan Şükrü isimli şahsı gördüğünü beyan etmesi, sanıkların … Alışveriş Merkezi isimli bir işletmede çalıştıklarının kabul edilmesi karşısında; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti için …Alışveriş Merkezi isimli şirketin ticaret siciline kayıtlı olup olmadığı, şirket yetkilisinin kim olduğu, sanıkların anılan şirkette çalışıp çalışmadıkları, sanıkların şirketteki yetki ve sorumlulukları tespit edilip sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15/12/2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.