Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/5114 E. 2014/20680 K. 09.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/5114
KARAR NO : 2014/20680
KARAR TARİHİ : 09.12.2014

Tebliğname No : 11 – 2011/109768
MAHKEMESİ : Torbalı 2. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 06/10/2009
NUMARASI : 2008/705 (E) ve 2009/411 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
S.S … Yapı Kooperatifi’nin, ..Mahallesi’nde yaptığı inşaatların Işıklı İnşaat firması tarafından yapıldığı, firmada çalışan sanığın .. Mahallesi’nde inşaa edilen bu dairelerden belli edilmeyen bir daireyi katılana satılması konusunda anlaşma yaptığı, bu anlaşma çerçevesinde katılanın, sanığın …Akbank Şubesi’nde bulunan hesabına 05.05.2008 tarihinde 37.000 TL havale yaptığı, yine anlaşma gereği katılanın kirada oturduğu evin kira bedelinin satıma konu daire teslim edilinceye kadar sanık tarafından karşılanması gerektiği, ancak paranın havale edilmesinden sonra katılanın oturduğu evin kira bedelinin sanık tarafından karşılanmadığı gibi, satıma konu daireyi devretmediği iddia edilen olayda; sanığın, Ö… Yapı Kooperatifi’nin müteahhiti B. I..ı’nın yanında çalıştığını, daireleri satma yetkisinin olduğunu, bu kapsamda katılana daire sattığını, sonra şirketten ayrıldığını ve katılana verilen taahhüdün yerine getirilmemiş olduğunu savunması, katılanın da banka dekontu dışında alım satıma ilişkin bir belge ibraz etmemesi karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması bakımından, adı geçen kooperatifin mevcut olup olmadığı, var ise yetkililerinin dinlenmesi ve suç tarihi itibariyle müteahhidinin kim olduğu saptanarak, dava konusu olaya ilişkin bilgi ve belgelerin getirtilip incelenmesi, adı geçen B. I..’nın da açık kimlik bilgilerinin tespiti ile dinlenmesi sonucu toplanan deliller birlikte değerlendirilip, sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, eksik soruşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan, sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, alt soyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 09/12/2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.