Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/5098 E. 2014/21060 K. 11.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/5098
KARAR NO : 2014/21060
KARAR TARİHİ : 11.12.2014

Tebliğname No : 11 – 2011/82539
MAHKEMESİ : İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 01/10/2010
NUMARASI : 2009/466 (E) ve 2010/393 (K)
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanık hakkında hükmolunan ceza miktarına nazaran, müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 318. maddesi uyarınca reddine karar verilerek yapılan incelemede;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; Failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu, TCK’nın 158/1-f maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin gerekçesinde de; “Dolandırıcılık suçunun, bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesi de birinci fıkranın (f) bendinde bu suçun bir nitelikli unsuru olarak kabul edilmiştir. Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının, özellikle bu kurum ve kuruluşları temsil edenlerin, kurum ve kuruluşları adına hareket eden kişilerin, başkalarını kolaylıkla aldatabilmeleri bir güven kurumu olan bu kuruma güvenin sarsılması bu kurumların araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu, nitelikli hâl saymıştır.
Bilişim sisteminin aldatılmasından söz edilemeyeceği için, ancak bu sistemin araç olarak kullanılarak bir insanın aldatılması yani dolandırılması halinde bu bendin uygulanması mümkündür. Aksi halde yani sisteme girilerek bir kişi aldatılmayıp sistemden yararlanılarak çıkar sağlanmışsa bilişim suçu veya bilişim sistemi kullanılmak suretiyle hırsızlık suçunun oluşması söz konusu olacaktır.
Bilişim sisteminden maksat, verileri toplayıp, yerleştirdikten sonra bunları otomatik işlemlere tâbi tutma olanağını veren manyetik sistemlerdir. Günümüzde bilişim sistemleri ile sesli-görüntülü haberleşme, elektronik imzanın kabulü, yeni ticari ilişkiler, internet bankacılığı hizmeti ile para transferleri ve bunlar gibi pek çok yenilik toplumsal hayata girmiş, bilişim gerek iş gerekse günlük hayatta vazgeçilemeyecek kadar önemli bir noktaya ulaşmış, bilişim teknolojileri daha hızlı ve ucuz bir nitelik arz etmesi nedeniyle, klasik yöntemlere nazaran daha fazla tercih edilir duruma gelmiştir. Bu sistemlerin güvenle kullanılması, aynı anda hızlı ve kolayca birçok kişi tarafından ulaşılması ve diğer taraftaki failin kontrol imkanını azaltması nedeniyle nitelikli hal sayılmıştır.
Banka ya da kredi kurumlarının araç olarak kullanıldığından söz edilebilmesi için, dolandırıcılık fiili gerçekleştirilirken bankaların olağan faaliyetlerinden ya da bu faaliyeti yürüten sujelerden hileli araçlar kullanılarak yararlanılması veya banka ve kredi kurumlarının olağan faaliyetleri nedeniyle üretmiş oldukları maddi varlıkların suçta araç olarak kullanılarak haksız çıkarın elde edilmesi gerekir. Bankaların, ödeme aracı olarak kullanılması halinde bu fıkra uygulanamayacaktır.
Sanığın sahibi olduğu … Sigortacılık Aracılık Hizmetleri Ltd. Şti’yi ait 19.100,00 TL bedelli 10.12.2008 keşide tarihli suça konu çekin yine sanığın yönetim kurulu başkanı olduğu A.. A.Ş isimli şirket emrine keşide edildiği, sanığın bu çeki katılan … Finansal Faktoring Hizmetleri AŞ’ye verdiği, çekin bankaya ibrazında ödemeden yasaklama kararı verildiği için bedelinin tahsil edilemediği somut olayda;
Resmi belgede sahtecilik suçuna ilişkin olarak; sanığın savunmasında, çekin üstündeki imzanın kendisine ait olmadığını, bazen finans müdürünün de bilgisi dahilinde çek keşide ettiğini beyan etmesi karşısında suça konu çekin sanığın zımni rızasına dayanması, sanığın bu rızasını imzalamadığı çeki bir başkasına ciro etmekten çekinmemesi ile de ortaya koyduğu gözetildiğinde resmi belgede sahtecilik suçunun unsurlarının oluşmadığı,
Nitelikli dolandırıcılık suçuna ilişkin olarak; şikayetçi vekilinin şikayet dilekçesinde; sanığın borcu nedeni ile katılan şirkete suça konu çeki verdiğini beyan etmesi karşısında katılan şirket temsilcisi dinlenerek çekin ne amaçla verildiği sorulup, ilgili belgeler temin edildikten sonra, hilenin haksız menfaatin elde edilmesi sırasında mı, yoksa önceden doğan borç için mi verildiği tespit edilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve tespiti gerekirken eksik inceleme ile yazılı şeklide hüküm kurulması,
Kabule göre de;
Sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan hükmolunan adli para cezasında belirlenen gün üzerinden TCK’nın 62. maddesi gereğince yapılan indirim neticesinde elde edilen 350 günün günlüğü 50,00 TL hesabı ile para cezasına dönüştürülmesi sırasında 17.500,00 TL yerine 20.500,00 TL’ye hükmedilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 11.12.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.