Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/5069 E. 2014/21048 K. 11.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/5069
KARAR NO : 2014/21048
KARAR TARİHİ : 11.12.2014

Tebliğname No : 11 – 2011/32301
MAHKEMESİ : Adana 3. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 12/07/2010
NUMARASI : 2009/189 (E) ve 2010/297 (K)
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Adana Cumhuriyet Başsavcılığının 11.12.2006 tarih ve 2006/16656 esas sayılı iddianamesine konu, daha sonra dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından açılan dava dosyası ile birleştirilen karşılıksız çek keşide etme suçundan zamanaşımı süresi içerisinde her zaman hüküm kurulabileceği gözetilerek yapılan incelemede;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için;
Failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu, TCK’nın 158/1-f maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin gerekçesinde de; “Dolandırıcılık suçunun, bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesi de birinci fıkranın (f) bendinde bu suçun bir nitelikli unsuru olarak kabul edilmiştir. Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının, özellikle bu kurum ve kuruluşları temsil edenlerin, kurum ve kuruluşları adına hareket eden kişilerin, başkalarını
kolaylıkla aldatabilmeleri bir güven kurumu olan bu kuruma güvenin sarsılması bu kurumların araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu, nitelikli hâl saymıştır.
Bilişim sisteminin aldatılmasından söz edilemeyeceği için, ancak bu sistemin araç olarak kullanılarak bir insanın aldatılması yani dolandırılması halinde bu bendin uygulanması mümkündür. Aksi halde yani sisteme girilerek bir kişi aldatılmayıp sistemden yararlanılarak çıkar sağlanmışsa bilişim suçu veya bilişim sistemi kullanılmak suretiyle hırsızlık suçunun oluşması söz konusu olacaktır.
Bilişim sisteminden maksat, verileri toplayıp, yerleştirdikten sonra bunları otomatik işlemlere tâbi tutma olanağını veren manyetik sistemlerdir. Günümüzde bilişim sistemleri ile sesli-görüntülü haberleşme, elektronik imzanın kabulü, yeni ticari ilişkiler, internet bankacılığı hizmeti ile para transferleri ve bunlar gibi pek çok yenilik toplumsal hayata girmiş, bilişim gerek iş gerekse günlük hayatta vazgeçilemeyecek kadar önemli bir noktaya ulaşmış, bilişim teknolojileri daha hızlı ve ucuz bir nitelik arz etmesi nedeniyle, klasik yöntemlere nazaran daha fazla tercih edilir duruma gelmiştir. Bu sistemlerin güvenle kullanılması, aynı anda hızlı ve kolayca birçok kişi tarafından ulaşılması ve diğer taraftaki failin kontrol imkanını azaltması nedeniyle nitelikli hal sayılmıştır.
Banka ya da kredi kurumlarının araç olarak kullanıldığından söz edilebilmesi için, dolandırıcılık fiili gerçekleştirilirken bankaların olağan faaliyetlerinden ya da bu faaliyeti yürüten sujelerden hileli araçlar kullanılarak yararlanılması veya banka ve kredi kurumlarının olağan faaliyetleri nedeniyle üretmiş oldukları maddi varlıkların suçta araç olarak kullanılarak haksız çıkarın elde edilmesi gerekir. Bankaların, ödeme aracı olarak kullanılması halinde bu fıkra uygulanamayacaktır.
Sanığın, katılan … Plastik Kimya İnşaat Otomotiv Sanayi ve Ticaret A.Ş emrine keşide ederek verdiği Yapı Kredi Bankası … Şubesi’nin, kendisine ait çek hesabından keşide edilmiş, 17.06.2006 tarihli 4.000,00 TL bedelli çekin bankaya ibrazında karşılığının olmadığı gerekçesi ile yapılan yargılamada sanığın çek altındaki imzanın kendisine ait olmadığını, çalıştığı ….. Plastik isimli şirketin muhasebecisi olan temyiz dışı sanık A.. G..’in suça konu çeki keşide ettiğini söylemesi üzerine bu kez de her iki sanık hakkında resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından dava açıldığı, her iki davanın birleştirilip görevsizlik kararı ile Adana 3. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildiği, iki mahkeme arasındaki olumsuz görev uyuşmazlığının Yargıtay 5. Ceza Dairesi tarafından çözüme kavuşturularak Adana 3. Ağır Ceza Mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırıldığı somut olayda; sanığın mahkûm olduğu ve temyiz incelemesine konu edilen çek ile ilgili olarak, sanığın aşamalardaki savunmalarında çek
karşılığında katılan şirketten ham madde satın aldıklarını söyleyip ilk savunmalarında çekin temyiz dışı sanık A.. G.. tarafından keşide edildiğini beyan ettiği, daha sonraki ayrıntılı savunmalarında çeklerin çalıştığı şirketin patronu olan S.. T.. tarafından keşide edildiğini iddia etmesi, katılan şirketin temsilcilerinin de çeklerin kim tarafından getirildiğini hatırlamadıklarını söylemeleri karşısında, S.. T..’nün araştırılarak temyiz dışı sanık A.. G.. ve aynı şirkette bir dönem müdür olarak çalıştığını ve 2006 yılında hisselerini sattığını söyleyen tanık Y.. T.. ile birlikte imza ve yazı örnekleri alınıp çekteki keşide imzalarının bu şahıslara ait olup olmadıkları araştırıldıktan sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve tespiti gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 11.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.