Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/5025 E. 2014/20979 K. 11.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/5025
KARAR NO : 2014/20979
KARAR TARİHİ : 11.12.2014

Tebliğname No : 11 – 2011/112167
MAHKEMESİ : Eskişehir 6. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 21/12/2010
NUMARASI : 2009/31 (E) ve 2010/625 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Somut olayda; sanığın, yeğeni tanık K.. Ç.. vasıtası ile tanıdığı katılana, kendisini ve yeğenleri olan tanıklar K.. Ç.. ve A.. Ç..’i Arçelik’in deposunda işe sokabileceğini kendisinin burada sözünün geçtiğini söylediği, katılan ve tanıkların bu iş teklifini kabul etmesi üzerine, inandırıcılığını pekiştirmek amacıyla araştırılma yapılmak üzere katılanın nüfus cüzdanı fotokopisini alarak, kendilerine haber vereceğini söylediği ertesi gün, durumlarının işe girmeye müsait olduğunu, telefon ile teyit yaptıracağını söyleyerek telefonlarını vermelerini ayrıca kendisinin yapmış olduğu bu iyiliğe karşılık olarak birer paket sigara istediği, katılanın sigarayı cep telefonunu da sanığa verdiği, bu malzemeleri alan sanığın, katılana “sen burada bekle, ben teyit yaptıracağım” diyerek bulunduğu yerden ayrılıp ortadan kaybolduğu, anlaşılmakla, eyleminin dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sair temyiz itirazlarının reddine; ancak;
1-Hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanığa fazla ceza tayini,
2-Sanık müdafiinin lehe hükümlerin uygulanması talebi ile ilgili olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 50. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışılmaması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 11.12.2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.