Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/4996 E. 2014/20624 K. 08.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/4996
KARAR NO : 2014/20624
KARAR TARİHİ : 08.12.2014

Tebliğname No : 11 – 2011/103768
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 28. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 28/12/2009
NUMARASI : 2009/467 (E) ve 2009/1356 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Katılanın, İpekyolu Dayanıklı Tüketim Malları Limited Şirketinden muhtelif beyaz eşya ürünleri satın alarak parasını ödediği; ancak evlenme hazırlığı içerisinde olduğundan söz konusu ürünleri teslim almayıp, daha sonra kendisine teslim edilmek üzere adı belirtilen şirketin deposunda geçici süreliğine emaneten bıraktığı, buna ilişkin emanet makbuzunun şirket tarafından düzenlenerek katılana verildiği, bir süre sonra söz konusu ürünleri teslim almak üzere iş yerine gittiğinde anılan işyerinin kapandığını gördüğü, bu şekilde katılana, satın aldığı ve bedelini ödediği ürünlerin teslim edilmediği, adı belirtilen şirketin yetkili müdürünün sanık olduğu ve bu şekilde üzerine atılı olan dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda;
Oluşa, sanığın savunmalarına, katılanın aşamalardaki beyanlarına ve tüm dosya kapsamına göre; sanığın sorumlu müdürü olan şirket ile katılan arasında beyaz eşya alımı satımı hususunda anlaşma yapıldığı, katılanın, satın aldığı ve parasını ödediği ürünleri teslim almayıp, daha sonra kendisine teslim edilmek üzere adı belirtilen şirketin deposunda geçici süreliğine emaneten bıraktığı; ancak; söz konusu şirketin muhafaza edilmesi amacıyla kendisine teslim edilen eşyaları istenildiğinde katılana teslim etmemesi şeklinde gerçekleştiği sabit görülen eyleminin hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğu gözetilmeden delillerin takdir ve değerlendirmesinde yanılgıya düşülmek suretiyle yazılı şekilde sanığın beraatlerine dair hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, katılanın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 08.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.