Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/4946 E. 2014/20981 K. 11.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/4946
KARAR NO : 2014/20981
KARAR TARİHİ : 11.12.2014

Tebliğname No : 11 – 2011/45941
MAHKEMESİ : İzmir 23. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 27/10/2010
NUMARASI : 2010/60 (E) ve 2010/761 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık, özel belgede sahtecilik

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Sanığın, Z. G.. adına düzenlenen sahte sürücü belgesi ve yine Z.G..adına düzenlenen askeri kimlik kartı fotokopisi ile mağdurun işyerinden araç kiraladığı, sahte kimlik bilgileri ile araç kiralama sözleşmesini imzaladığı sonrasında kira süresi dolmasına rağmen aracı mağdura teslim etmediği bu şekilde dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda, suçun, Emniyet Müdürlüğü’nün maddi varlığı olan sahte sürücü belgesi ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin maddi varlığı olan sahte kimlik kartını kullanılarak işlenmiş olması karşısında, eylemin, 5237 sayılı TCK’nın 158/1-d maddesinde düzenlenen kamu kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delillerin takdir ve değerlendirmesinin üst dereceli Ağır ceza mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanunun 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkın gözetilmesine 11.12.2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.