Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/4773 E. 2014/20648 K. 08.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/4773
KARAR NO : 2014/20648
KARAR TARİHİ : 08.12.2014

Tebliğname No : 11 – 2011/97677
MAHKEMESİ : Konya 2. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 20/10/2010
NUMARASI : 2009/924 (E) ve 2010/730 (K)
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanıklar hakkında hükmolunan ceza miktarına nazaran, sanıklar müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gerekene CMUK’nın 318. maddesi uyarınca reddine karar verilerek yapılan incelemede;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi, tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Sanıkların şikâyetçilere ait şirkette güzellik merkezi işlettikleri sırada işten ayrılıp, fikir ve eylem birliği içinde şikâyetçiler ile şirkete ait bir kısım eşyayı alarak gittiklerinin iddia edildiği olayda;
1-Sanıkların aşamalardaki tüm savunmalarında, işten ayrılırken yalnızca şahsi eşyalarını aldıklarını belirterek suçlamaları kabul etmemeleri, şirkete ait eşyaların sanıklara teslimine dair tutanak bulunmaması yanı sıra demirbaş defterinin de olmaması, tanık A. K..’un, eşyaları sanıkların götürdüğüne dayanan ifadesinden dönerek, katılanların baskıları neticesinde sanıklar hakkında yalan beyanda bulunduğunu, hatta katılanların kendi lehlerine tanıklık yapacak müşterileri ayarlamasını ve onlara para vereceklerini söylediklerini belirtmesi, tanık olarak ifadelerine başvurulan işyeri çalışanlarının sanıkların katılanlara ait eşyaları götürmediklerini beyan etmeleri, mahkemece dinlenen bir kısım tanıkların verilen hizmet karşılığında ödedikleri paraya mukabil kendilerine makbuz verilmediğine dair ifadelerinin soyut nitelikte olması, sanıklarla katılanlar arasında husumet bulunması hususları birlikte değerlendirildiğinde, sanıkların üzerlerine atılı güveni kötüye kullanma suçunu işlediklerine dair, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği gözetilmeden, beraatları yerine yazılı şekilde mahkûmiyetlerine karar verilmesi,
2-Kabul göre de; hapis cezasının alt sınırdan tayin edilmesine rağmen, adli para cezasının belirlenmesi sırasında, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeye dayanılarak tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle sanıklar hakkında fazla ceza tayin edilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 08.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.