Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/4757 E. 2014/20637 K. 08.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/4757
KARAR NO : 2014/20637
KARAR TARİHİ : 08.12.2014

Tebliğname No : 11 – 2011/80074
MAHKEMESİ : Afyonkarahisar 1. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 05/10/2010
NUMARASI : 2010/81 (E) ve 2010/379 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Somut olayda; … Şekerbank şubesine döviz bozdurmak için giden şikayetçinin, gişe önünde beklemekte olan sanıktan yardım istediği, sanığın gişeye gidip döndükten sonra ikinci katta bozulduğunu söylediğinden birlikte ikinci kata doğru çıktıkları, ikinci kata çıkarlarken şikayetçinin 700,00 Euro parayı sanığa verdiği, şikayetçinin de merdiven girişinde beklediği, gişeye gidip geri geldiği sırada bir isim söyleyerek “Ben amcaya yardımcı olup, geleyim” diyerek alt kata inip olay yerinden uzaklaştığı anlaşıldığından, eyleminin dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna dair mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak
oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
İddianame ile talep edilmediği halde, ek savunma hakkı tanınmadan sanık hakkında TCK’nın 58. maddesinin uygulanması suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 226. maddesine muhalefet edilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 08.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.