Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/4747 E. 2014/20941 K. 10.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/4747
KARAR NO : 2014/20941
KARAR TARİHİ : 10.12.2014

Tebliğname No : 11 – 2013/20574
MAHKEMESİ : Çorlu 1. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 26/03/2012
NUMARASI : 2010/357 (E) ve 2012/138 (K)
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; Failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu, TCK’nın 158/1-f maddesinde düzenlenmiştir.Maddenin gerekçesinde de; “Dolandırıcılık suçunun, bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesi de,birinci fıkranın (f) bendinde bu suçun bir nitelikli unsuru olarak kabul edilmiştir. Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının, özellikle bu kurum ve kuruluşları temsil edenlerin, kurum ve kuruluşları adına hareket eden kişilerin, başkalarını kolaylıkla aldatabilmeleri bir güven kurumu olan bu kuruma güvenin sarsılması bu kurumların araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu, nitelikli hâl saymıştır.
Bilişim sisteminin aldatılmasından söz edilemeyeceği için,ancak bu sistemin araç olarak kullanılarak bir insanın aldatılması yani dolandırılması halinde bu bendin uygulanması mümkündür.Aksi halde yani sisteme girilerek bir kişi aldatılmayıp sistemden yararlanılarak çıkar sağlanmışsa bilişim suçu veya bilişim sistemi kullanılmak suretiyle hırsızlık suçunun oluşması söz konusu olacaktır.
Bilişim sisteminden maksat,verileri toplayıp, yerleştirdikten sonra bunları otomatik işlemlere tâbi tutma olanağını veren manyetik sistemlerdir. Günümüzde bilişim sistemleri ile sesli-görüntülü haberleşme, elektronik imzanın kabulü,yeni ticari ilişkiler,internet bankacılığı hizmeti ile para transferleri ve bunlar gibi pek çok yenilik toplumsal hayata girmiş, bilişim gerek iş gerekse günlük hayatta vazgeçilemeyecek kadar önemli bir noktaya ulaşmış, bilişim teknolojileri daha hızlı ve ucuz bir nitelik arz etmesi nedeniyle,klasik yöntemlere nazaran daha fazla tercih edilir duruma gelmiştir.Bu sistemlerin güvenle kullanılması, aynı anda hızlı ve kolayca birçok kişi tarafından ulaşılması ve diğer taraftaki failin kontrol imkanını azaltması nedeniyle nitelikli hal sayılmıştır.
Banka ya da kredi kurumlarının araç olarak kullanıldığından söz edilebilmesi için,dolandırıcılık fiili gerçekleştirilirken bankaların olağan faaliyetlerinden ya da bu faaliyeti yürüten sujelerden hileli araçlar kullanılarak yararlanılması veya banka ve kredi kurumlarının olağan faaliyetleri nedeniyle üretmiş oldukları maddi varlıkların suçta araç olarak kullanılarak haksız çıkarın elde edilmesi gerekir.Bankaların,ödeme aracı olarak kullanılması halinde bu fıkra uygulanamıyacaktır.
Şikayetçinin …Yapı Malzemeleri Limited Şirketinin yetkilisi olduğu, olay tarihinde … İnşaat isimli firmada çalışan temyiz dışı sanık T.. A..’ın aldığı inşaat malzemeleri karşılığında, Vakıfbank .. Şubesi’ne ait keşidecisi … Tekstil İnşaat Ltd. Şti olan 28/06/2008 keşide tarihli,15 600 TL bedelli ve Fortis Bank … Şubesi’ne ait, keşidecisi .. Tekstil İnşaat Ltd. Şti olan 17 650 TL bedelli 2 adet çeki şikayetçiye verdiği, çeklerin bankaya ibrazında Vakıfbank’a ait çek için karşılıksız kaşesi vurulduğu, Fortisbank’a ait çek için ise keşidecisinin yetkisiz temsilci olması nedeniyle işlem yapılamamıştır şehri düşüldüğü, her iki çekteki keşideci imzasının aynı olması nedeniyle şikayette bulunulduğu, yapılan soruşturmadatemyiz dışı sanık T.. A..’ın, olay tarihinde … İnşaat isimli firmanın yetkilisi sanık B.. G.. ile … Ltd. Şti. yetkilileri sanık T.. D.. ve temyiz dışı sanık M.. K..’nın imza ve yazı örneklerinin toplandığı, İstanbul Polis Kriminal Laboratuvarı aracılığı ile yaptırılan inceleme sonucu düzenlenen ekspertiz raporuna göre suça konu Türkiye Vakıflar Bankası … Şubesine ait 15, 600 TL’lik çekin ön yüzündeki tanzimle ilgili el yazıları ile sanık B.. G..’in mevcut mukayese el yazıları arasında benzerlikler bulunması nedeniyle bahse konu yazıların sanık B.. G..’in eli mahsulü olduğu, Fortis Bank A.Ş. …Şubesi’ne ait 17.650 TL’lik çekin ön yüzündeki tanzim ile ilgili el yazıları ile sanık T.. D..’in el yazıları arasında benzerlikler bulunduğundan bahse konu el yazılarının sanık T.. D..’in eli mahsulü olduğu, keşideci imzalarının temyiz dışı sanık T.. A.., sanıklar B.. G.., T.. D.. ve temyiz dışı sanık M.. K..’nın ellerinden çıkmış olduğunu gösteren nitelikte kaligrafik ve grafolojik bulgu tespit edilemediği, .. şirketi yetkilisi sanık T.. D.. ve Özgören İnşaat yetkilisi sanık B.. G..’in suça konu çekleri düzenleyip, temyiz dışı sanık T.. A.. aracılığı ile şikayetçiden inşaat malzemesi satın aldıkları, çeklerdeki imzaların … şirket yetkililerine ait olmaması nedeniyle çeklerin sahte olduğunun anlaşıldığı, sanıklar T.. D.. ve B.. G..’in bu şekilde gerçeklşen eylemlerinin nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını oluşturduğu iddia edilen olayda;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine; ancak;
Sanık Bülent’in savunmasında, … inşaat firmasının ortağı olan amcası A. G..’in arkadaşı olan temyiz dışı sanık Mustafa tarafından suça konu çeklerin amcası Ahmet’e verildiğini, amcası tarafından temyiz dışı sanık Mustafa’ya 2 adet daire verildiğini beyan edip borca itiraz edilmediğinin de anlaşılması karşısında, maddi gerçeğin şüpheye yer bırakmayacak şekilde açığa çıkarılması bakımından A. G..’in tanık olarak dinlenmesi ile emanette bulunan çek asılları incelenerek iğfal kabiliyeti bulunup bulunmadığı hususunun tespitinden sonra sanıkların hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Kabule göre de;
5237 sayılı Kanun’un 53. maddesinin 1. fıkrasının c bendinde yer alan hak ve yetkileri kullanmak yönündeki yoksunluğun, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyumluk yetkileri açısından koşullu salıverilmeye kadar, üst soyu ile diğer kişiler yönünden ise cezanın infazı tamamlanıncaya kadar sürmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık B.. G.. müdafi ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 10.12.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.