YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/4737
KARAR NO : 2014/20888
KARAR TARİHİ : 10.12.2014
Tebliğname No : 11 – 2011/155055
MAHKEMESİ : Van 4. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 28/12/2010
NUMARASI : 2010/512 (E) ve 2010/569 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Katılan ile kardeşi tanık Süleyman’ın Van Devlet Hastanesinde tedavi olmak amacıyla bulundukları sırada, sanık E.. K..’un katılana yaklaşıp sohbet etmeye başladığı, hemşehri olduklarını söyleyip güven telkin ettiği, katılanın sanığa altın almak için tanıdığı kuyumcu olup olmadığını sorması üzerine sanığın kendisinde ucuz altın olduğunu söylediği, altınları görmek amacıyla birlikte olay yerine yakın bir yerde park halinde içerisinde diğer sanık Y.. T..’ın bulunduğu .. plakalı aracın yanına gittikleri, araç içerisine girdiklerinde sanık E.. K..’un diğer sanık Y.. T..’dan aldığı siyah poşet içerisinde bulunan çok sayıda sahte altını katılana gösterdiği, katılanın on adet altın almaya karar vermesi üzerine sanıkların 2.000 TL karşılığında sahte altınları sattıkları, bu suretle sanıkların dolandırıcılık suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda; katılan ve kardeşi olan tanığın aşamalarda değişmeyen istikrarlı beyanları, teşhis tutanakları ile tüm doya kapsamına göre, sanıkların baştan itibaren dolandırıcılık kastıyla hareket ederek kendilerinde ucuz altın olduğunu söyleyip hileli hareketlerle katılanı aldattıkları ve sahte olduğu anlaşılan altınları satmak suretiyle menfaat temin ettiklerinin belirlenmesi karşısında, sanıkların iştirak halinde dolandırıcılık suçunu işlediklerinin sabit olduğu anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK’nın 157/1 maddesine göre sanıkların mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin yazılı şekilde beraat kararı verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılanın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 10/12/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.