Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/4725 E. 2014/20875 K. 10.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/4725
KARAR NO : 2014/20875
KARAR TARİHİ : 10.12.2014

Tebliğname No : 11 – 2011/122309
MAHKEMESİ : Kütahya 1. Sulh Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 28/10/2010
NUMARASI : 2010/59 (E) ve 2010/1030 (K)
SUÇ : Güveni kötüye kullanma

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması,malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi,failin kendisine verilen malı,veriliş gayesinin dışında,zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi,değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Sanığın, katılanın sahibi olduğu… Araç Kiralama şirketinden 14.12.2009 tarihinde bir gün için araç kiraladığı, sanığın kiraladığı araç olan 43 RC 985 plakalı aracı 15.12.2009 tarihinde teslim etmesi gerekirken edimi yerine getirmemesi üzerine, katılanın sanığı aradığı, sanığın işinin çıktığını söyleyerek bir gün uzatma talep ettiği, ancak aracı belirtilen günde de teslim etmemesi üzerine katılanın sanığı tekrar aradığı, sanığın bir gün daha uzatma talep ettiği, ancak aracı teslim etmediği ve 18.12.2009 tarihinde teslim edeceğini beyan ettiği, belirtilen tarihte de getirmemesi üzerine araç üzerine çalıntı kaydı konulduğu ve aracın 21.12.2009 tarihinde emniyet ekibi tarafından yakalandığı, bu suretle sanığın güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda; sanık beyanı, katılan ve tanık ifadeleri, araç kiralama sözleşmesi, yakalama tutanağı ve tüm dosya kapsamına göre sanığın mahkumiyetine yönelik kabulde isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre o yer Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Sanığın ifadesinde, aracın kendisinde kaldığı fazla günlerin ücretini yatırdığını beyan etmesi ve katılanın 24.12.2009 tarihli ifadesinde, sanığın 21.12.2009 tarihinde 300 TL nakit para gönderdiğini doğrulaması karşısında, katılanın tekrar ifadesi alınarak, 5237 sayılı TCK’nın 168/4 maddesi gereğince, kısmi geri verme halinde etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına rızası bulunup bulunmadığı belirlenerek, sonucuna göre sanığın cezasının belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2- 5237 sayılı TCK’nın cezaların toplanması kuralına yer vermediği dikkate alınarak sanık hakkında hükmolunan her bir cezanın diğerinden bağımsız olduğu gözetilmeden TCK’nın 155/1 maddesi kapsamında verilen 3.600 TL ve 100 TL’nin toplanmasına karar verilerek neticeden 3.700 TL adli para cezasına hükmedilmesi,
3- 5237 sayılı TCK’nın 52/4 maddesine göre; kararda, para cezasının dört eşit taksitle ödenmesine karar verildiği halde, taksit aralığının açık bir şekilde gösterilmemiş olması,
Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 10/12/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.