Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/4679 E. 2014/21008 K. 11.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/4679
KARAR NO : 2014/21008
KARAR TARİHİ : 11.12.2014

Tebliğname No : 11 – 2011/112400
MAHKEMESİ : Çorum 2. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 03/12/2010
NUMARASI : 2010/150 (E) ve 2010/328 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli,olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli,kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Suç tarihinde saat 14.52 sıralarındal (Sözçelik…Ltd) akaryakıt istasyonuna adına tescilli … plakalı otomobille gelip 20 TL’lik benzin alan ve işyeri muhasebecisi mağdur Satılmış’a kendini “gemilerde çalışan-denizci” olarak tanıtıp elinde bulunan oto teyplerini sattığını söyleyen sanığın, pazarlık neticesinde mağdurdan 200 TL alıp, hiç açılmamış görünen üzerinde Pıoneer yazan (adli emanete alınmış) ancak içerisinde alçıdan mamûl-maket cihaz bulunan kutuyu verip hızla uzaklaşması eyleminin “dolandırıcılık” suçunu oluşturduğu iddia edilen somut olayda;
Sanığın, aşamalardaki değişmez anlatımlarında “…aracın adına tescilli olmasına rağmen, pazarlamacılık yapan (bir dönem A. G.. (E..) ile de ortak çalışan) kardeşi Hasan tarafından kullanıldığını, suçun faili olmadığını, kardeşi ile fiziki benzerliklerinin bulunduğunu savunması, 18.10.2009 ve 04.12.2009 tarihli tutanaklara göre de ne mağdurun ne de tanık M.. A..’ın sanığı fotoğraflardan teşhis edememiş bulunmaları karşısında; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak biçimde belirlenebilmesi amacına yönelik olarak; sanığın kardeşi olduğunu belirttiği Hasan ve anlatımlarında adı geçen A.G.. (E..)’in (teşhise elverişli fotoğrafları da çektirilerek) iddia ve savunmalar doğrultusunda usulünce tanık sıfatıyla dinlenmeleri, çektirilen fotoğrafların mağdura ve tanık M.. A..’a gösterilmesi, fişte benzinin kredi ile alındığı yazılı olmakla, işlemin gerçekleştirildiği kredi kartı numarasına ve hamiline ulaşılmaya çalışılması, açılmamış kutunun verilmesinden önce failin mağdura numune cihaz gösterilip gösterilmediğinin açıklığa kavuşturulması, toplanan deliller birlikte değerlendirilerek varılacak sonuca göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik soruşturmayla yazılı şekilde karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 11/12/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.