Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/4674 E. 2014/21009 K. 11.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/4674
KARAR NO : 2014/21009
KARAR TARİHİ : 11.12.2014

Tebliğname No : 11 – 2011/109361
MAHKEMESİ : Konya 1. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 28/10/2010
NUMARASI : 2009/20 (E) ve 2010/362 (K)
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır.Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
TCK’nın 158/1-g maddesinde suçun; “basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle” işlenmesi nitelikli bir hâl olarak düzenlenmiştir. Bu nitelikli halin uygulanması için, basın ve yayın araçlarının dolandırıcılık suçunun işlenmesinde özel bir kolaylık sağlamış olması gerekir. Failin, yarar sağlamak için gerçek olmayan bir durumu basın organında haber ya da reklam olarak yayınlatması ve bunu mağduru aldatmada kullanması halinde basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle dolandırıcılık suçu işlenmiş olacaktır. Bu manada gazeteler ve televizyonlar gibi görsel ve yazılı basın ve yayın araçlarının sağladığı ilân, program, haber içerikleri vb. suça konu edilebilmekte, kişiler kolaylıkla aldatabilmektedirler.
Gazeteye verilen ilanın sadece sanığa ulaşılmasına yardımcı olduğu, şikâyetçinin aldanmasında ve hileli hareketlerin gerçekleştirilmesinde kolaylık sağlamadığı takdirde TCK’nın 158/1–g maddesinin varlığından söz edilemez. Yine şikâyetçinin basit bir araştırmayla gerçeği öğrenebileceği durumda, dolandırıcılığın nitelikli halinden bahsedilemez. Gazetede münhasıran ilan verilmesi yeterli olmayıp, ilanında hileli hareketlerin gerçekleştirilmesinde
tarafların aldatılmasında etkisinin bulunması gerekir. Gazetede sahibinden satılık eşya ilanında, eşya tanıtılmadan soyut bir bilgilendirme üzerine verilen telefondan yapılan arama ile gelişen aldatmada, gazeteye verilen ilanın failin sadece şikayetçiye ulaşmasına yardımcı olduğu, hileli hareketlerin gerçekleştirilmesi ve şikayetçinin aldatılmasında bir kolaylık sağlamadığı hallerde, “basit dolandırıcılık”, ilanda eşya gerçeğine aykırı olarak tanımlanıp, orjinalinden daha ucuza gösteriliyorsa, teşhir ve gösterim üzerine mağdur yanıltılmışsa nitelikli dolandırıcılık suçu söz konusu olacaktır.
.. Caddesi … Sokak .. İşhanı (.. pasajı) 102,103,104 no’lu büroların sahibi (22/10/2009 tarihli duruşmada) ve Özbekoğlu…. ünvanlı firmanın yetkilisi olduğunu belirten sanık Atila’nın , Konya-Sun TV’ye Telesan (Teksan) Telekom firmasına eleman alınacağı yönünde ilan verip 05/01/2009 tarihli (kabul edilen) iddianame kapsamında on ayrı şikayetçinin iş müracaatında bulunmalarını sağlayıp, hakkında mahkemece suç duyurusunda bulunulan Recep (İsmail) adlı kişi vasıtasıyla şikayetçilerden matbu evrak parası adı altında 20 TL para yanında fotoğraf, nüfus cüzdanı fotokopisi gibi evrakı alarak, sonradan da vaatlerini yerine getirmeyecek kapısında Telesan Telekom tabelası asılı 102 no’lu büroyu terketmeleri eylemlerinin, şikayetçi sayısınca “nitelikli dolandırıcılık” suçlarını oluşturduğu iddia edilen somut olayda;
Gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak biçimde belirlenebilmesi amacına yönelik olarak; katılan Nevzat ve arkadaşlarının ortak imzalarıyla Konya C. Başsavcılığına sundukları 21/06/2005 havale tarihli dilekçelerinde; 20’şer TL verip “… 25 Mayıs tarihinde bütün evrakı tamamlayarak, Haziran ayı başında gelin işe başlayacaksınız dediler…” ifadesi yer almakta, öncelikle her bir şikayetçi açısından (dosya kapsamından belirlenememekle) 20 TL’den ibaret olduğu ileri sürülen paranın 102 no’lu büroda müracaatları kabul ettiği belirtilen Recep (İsmail) adlı kişiye verilme (haksız yararın sağlanması) tarihlerinin kuşkuya yer bırakmayacak biçimde belirlenmesi, suç tarihlerinin 01/06/2005 ve sonrası olması halinde, zikredilen işhanındaki 101,102,103,104 no’lu büroların suç tarihi itibariyle mülkiyetlerinin hangi gerçek veya tüzel kişiliğe ait olduğunun tespit olunması (belgelerinin getirtilmesi) 101 no’lu büronun malikinin tanık sıfatıyla dinlenip, o tarihlerde Recep (İsmail) adlı kişiye kiralama yapılıp yapılmadığının öğrenilmesi, yapılmış ve var ise yazılı kontratın aslının (onaylı öğreğinin) temin edilmesi, yine o tarihler itibariyle … plakalı aracın tescil sahibinin belirlenmesi, 3.. 3 no’lu F.. G.. adına kayıtlı sabit telefonun 1.300 TL’ye yaklaştığı söylenen borcunun ödenme tarihinin öğrenilmesi, (sanık veya B. Ö..) ve Telesan Telekom (F.. G..) sanık veya Recep (İsmail) adına ticari ünvanlı şirketler olup olmadığının Ticaret Sicili Memurluğundan sorulması var ise suç tarihleri itibariyle ortak ve temsile yetkililerini gösterir sicil kayıtlarının temin edilmesi, o tarihlerde benzer ilanların yerel gazetelere de ilan verildiği bildirilmekle bu hususun araştırılması, Sun TV çalışanı A. Y..’ın iddia ve savunmalar doğrultusunda tanık Sıfatıyla dinlenmesi, … TV’de yayınlanan ilanın (ulaşılması halinde) dosyaya intikalinin sağlanması, Recep (İsmail) adlı kişi ile olay sonrası karşılaşan şikayetçi Berat’ın da dinlenmesi, toplanan deliller birlikte değerlendirilerek varılacak sonuca göre sanığın hukuki durumun ve suç vasfının takdir ve tayini gerekirken eksik soruşturma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 11/12/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.