Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/4644 E. 2014/20930 K. 10.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/4644
KARAR NO : 2014/20930
KARAR TARİHİ : 10.12.2014

Tebliğname No : 11 – 2011/175120
MAHKEMESİ : Denizli 1. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 22/04/2010
NUMARASI : 2007/390 (E) ve 2010/145 (K)
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; Failin bir kimseyi,kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır.Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır.Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
1-Sanığın, Denizli İl M.. M..’nün 28/11/2006 tarihli izni ile ”Özel D.. C.. Güzellik Uzmanlığı” kursu açtığı, katılanların bu kursa meslek öğrenmek amacıyla katıldıkları, her birinin ayrı ayrı miktarlarda taksitleri ödedikleri, kursun altı ay sürmesi gerektiği halde 4 ay yapıldıktan sonra sanığın kursu kapatarak ortalıktan kaybolduğu, bu nedenle katılanların kursu tamamlayarak bitirme belgelerini alamadıkları, ayrıca kurs süresince çeşitli kozmetik ürünlerini almazsanız belge alamazsınız baskısı ile katılanlara piyasa değerinin üstünde ürün sattığı, bu şekilde gerçekleşen eyleminin kamu kurumunu aracı kılmak suretiyle dolandırıcılık suçunu oluşturduğu iddia edilen olayda;
Milli Eğitim Bakanlığından gerekli izinleri alarak, yasal prosedürü yerine getirerek, banka teminat mektubu vererek bahse konu güzellik uzmanlığı kursunu açan sanığın, yaklaşık 6,5 ay sürecek kursta 5 ay kadar faaliyet gösterdikten sonra ekonomik kriz nedeniyle kursu kapattığı, teminat olarak verdiği banka teminat mektubundan kurs paraları karşılanmak suretiyle kursiyerlerin başka bir kursa yönlendirildiği, burada kursların tamamlattırıldığı ve başarılı olanlara sertifikalarının verildiğinin anlaşılması karşısında, sanığın savunmasının aksine suç kastıyla hareket ettiğine dair mahkumiyetine yeter nitelikte delil bulunmayıp taraflar arasındaki ihtilafın hukuki mahiyette olduğundan bahisle suçun unsurları itibariyle oluşmadığı gözetilmeden, beraati yerine yasal olmayan gerekçe ile mahkumiyetine karar verilmesi,
2-Kabule göre de;
Sanığın her bir katılana karşı gerçekleşen eylemi nedeniyle ayrı ayrı mahkumiyet hükmü kurulması yerine koşulları oluşmadığı halde zincirleme suç hükümleri uygulanarak eksik ceza tayini,
3-Hükümde teselsül maddesinin 5237 sayılı TCK’nın 43/2. maddesi yerine 43/1. olarak gösterilmesi,
4-Katılan kurum kendisini vekille temsil ettirdiği halde lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekili ve sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 10.12.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.