Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/4613 E. 2014/20632 K. 08.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/4613
KARAR NO : 2014/20632
KARAR TARİHİ : 08.12.2014

Tebliğname No : 11 – 2011/114040
MAHKEMESİ : Ankara 4. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 08/12/2010
NUMARASI : 2010/274 (E) ve 2010/866 (K)
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehin etmesi, tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkâr etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Suçun, meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesi hâlinde, nitelikli hali oluşmaktadır.
Şikâyetçinin meyve alım – satımı işleri yaptığı, kendine ait … plakalı kamyonetle Anamur’un Bozyazı kasabasından meyve ve sebze getirdiği, olay tarihinde de aracında şoförlük yapan sanığa mal getirmesi için 30.000 TL para ile birlikte gönderdiği, şikayetçiye ait araçla Anamur’a giden sanığın kamyoneti bir yerde bırakarak üzerindeki paralar ile kaçarak kayıplara karıştığı olayda; hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Sanığın, şikâyetçi ile sonradan konuştuğunu ve parayı ödediğini savunması, temyiz dilekçesinde bu hususu itiraz sebebi olarak belirtmesi, şikayetçinin yargılama aşamasında gönderilen tebligatın adresinde tanınmadığı belirtilerek iade edilmesi üzerine şikayetçinin adresi tespit edilemediğinden beyanının alınmasından vazgeçilmesine karar verildiği, buna karşın aynı adreste gerekçeli kararın şikayetçiye tebliğ edilmesi karşısında, sanık hakkında TCK’nın 168. maddesinin uygulanma koşulunun bulunup bulunmadığı yönünden zararın karşılanıp karşılanmadığı hususunda şikayetçinin beyanının alınarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Sanık hakkında hükmedilen adli para cezasının, paraya çevrilmesi sırasında uygulanan TCK’nın 52/2 maddesinin gösterilmemesi suretiyle, CMK’nın 232/6. maddesine aykırılık oluşturulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 08/12/2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.