Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/4582 E. 2014/21075 K. 11.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/4582
KARAR NO : 2014/21075
KARAR TARİHİ : 11.12.2014

Tebliğname No : 11 – 2011/108908
MAHKEMESİ : İzmir 13. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 21/12/2010
NUMARASI : 2010/54 (E) ve 2010/1020 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Katılan ile sanığın, suç tarihinden yaklaşık 2 yıl önce bir otobüs yolculuğu sırasında tanıştıkları, sanığın o tarihten sonra bir çok kez Marmaris İlçesinde oturan katılanın evine giderek misafir olarak kaldığı, suç tarihinde ise katılanın eşi tanık Satı adına kayıtlı olan … plakalı araçla katılan, sanık ve katılanın eşi olan tanık Satı’nın söz konusu aracın arızalı parçalarını değiştirmek amacıyla İzmir İline gittikleri, burada sanığın katılan ve eşini Basmahane Semtindeki bir otele bıraktığı, kendisinin de söz konusu aracın arızalı parçalarını değiştirmek üzere suça konu araçla katılan ve tanık Satı’nın yanından ayrılarak gittiği, ancak bir daha geri dönmediği, katılanın ise o gece otelde kaldıktan sonra ertesi günü Marmaris’e geri döndüğü, 9.6.2009 tarihinde ise sanığın gizli numaradan katılanı arayarak aracın parçasını değiştirdiğini, akşama kadar aracı getirip kendilerine teslim edeceğini söylediği, katılanın bir gün daha sanığı beklediği, ancak sanığın aracı getirmemesi üzerine 10.06.2009 tarihinde Marmaris Polis Merkezine giderek şikayette bulunduğu, 29.06.2009 tarihinde ise sanığın katılanı telefonla arayarak aracın parçalarını değiştirdiğini, ancak 300 TL masraf çıktığını, bu parayla birlikte İzmir Otobüs Terminaline gelmelerini söylediği, katılanın da 30.06.2009 tarihinde eşi ile birlikte İzmir’e geldiği, akabinde sanıkla buluşarak istediği 250 TL parayı verdikleri, ancak sanığın bu parayı aldıktan sonra ortadan kaybolup geri dönmediği, bu şekilde sanığın üzerine atılı dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda,
Sanığın aşamalarda değişmeyen ifadesinde, suça konu aracın katılanın eşi olan tanık S.. U.. tarafından tamir edilmesi için Muğla İlinde sanayide çalışan İrfan isimli bir şahsa bırakıldığını söyleyerek atılı suçlamayı kabul etmemesi, katılanın ise beyanında, söz konusu aracı sanığa verdikten bir ay sonra Yeşilköy Havaalanı polislerince yakalanıp kendilerine teslim edildiğini belirtmesi karşısında, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkarılması açısından, sanığın savunmasında belirttiği İrfan adlı bir kişinin bulunup bulunmadığının araştırılması, böyle bir kişi var ise olaya ilişkin olarak tanık sıfatıyla beyanlarının alınması, suça konu aracın hangi tarihte, nerede ve kimin tarafından kullanılırken yakalanıp katılana teslim edildiğinin araştırılarak tespit edilmesi, varsa buna dair belgelerin dosya içine konulmasından sonra tüm delillerin birlikte değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirin gerektiği gözetilmeden eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 11.12.2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.