Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/4288 E. 2014/20269 K. 03.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/4288
KARAR NO : 2014/20269
KARAR TARİHİ : 03.12.2014

Tebliğname No : 11 – 2011/105414
MAHKEMESİ : Adana 5. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 30/11/2010
NUMARASI : 2010/321 (E) ve 2010/431 (K)
SUÇ : Dolandırıcılığa teşebbüs

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Sanıkların cezaevinden arkadaş oldukları, şikayetçi adına sahte olarak düzenledikleri kimlik üzerine sanık Halil’in fotoğrafını yapıştırdıkları, bu kimliği kullanarak, şikayetçi Nihat’a ait olan limon bahçesinin meyvelerini satmak üzere, diğer şikayetçi Cumali ile irtibata geçtikleri, sanık Halil’in şikayetçi Cumali ile görüşüp narenciye alım satım sözleşmesi yaptığı ve toplam 22.500TL bedel üzerinden anlaştıkları, sanık Halil’in şikayetçiyi arayıp peşinat olarak kararlaştırdıkları 10.000TL’yi banka havalesi ile göndermesini istediği, şikayetçinin ortağı olduğu şirketin hesabından, N.. Ö.. adına bankadan 10.000TL parayı havale ettiği, sanık Halil’in sahte kimlik ile parayı çekmek isterken yakalandığı, sanıkların bu eylemleriyle dolandırıcılığa teşebbüs suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda;
1- Sanık Halil hakkında dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanık Halil müdafiinin temyiz isteminin incelenmesinde;
Sanıkların savunması, katılan, şikayetçi ve tanık beyanı, teşhis tutanağı ile tüm dosya kapsamına göre, sanığın şikayetçi adına sahte olarak düzenlediği kimlik üzerine fotoğrafını yapıştırarak, şikayetçi Nihat’a ait olan limon bahçesinin meyvelerini satma şeklindeki eyleminin TCK’nın 158/1-d kapsamında kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasî parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfında hataya düşülerek yazılı şekilde basit dolandırıcılık suçundan mahkumiyet hükmü kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün bu nedenle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanun’un 326/son maddesi uyarınca sonuç ceza yönünden sanığın kazanılmış haklarının saklı tutulmasına,
2- Sanık Ali hakkında dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanık Ali müdafiinin temyiz isteminin incelenmesinde;
Sanığın aşamalardaki savunmalarında, suçla ilgisi olmadığını, diğer sanığın kendisine borç para vereceği için onu beklediğini beyan etmesi ile sanık Halil’in savunmasında, şikayetçiye ait kimlik üzerine fotoğrafını yapıştırarak kullandığını ve sanık Ali’nin bu olayla ilgisi olmadığını beyan etmesi ve katılan ile tanığın canlı teşhiste sanığı teşhis edememiş olmaları karşısında, atılı suçun sanık tarafından işlendiğine dair mahkumiyetine yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve somut bir delil bulunmadığı gözetilerek beraatine karar verilmesi gerekirken, eksik ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 03.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.