Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/4222 E. 2014/20486 K. 04.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/4222
KARAR NO : 2014/20486
KARAR TARİHİ : 04.12.2014

Tebliğname No : 11 – 2011/92130
MAHKEMESİ : Nizip 1. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 14/02/2008
NUMARASI : 2007/574 (E) ve 2008/86 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli,olayın özelliği,fiille olan ilişkisi,mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Katılanın Şok Gazetesi’nde gördüğü ilan üzerine belirtilen irtibat numarasını arayıp 30,00 TL karşılığında, 20 adet Türk Filmi siparişi verdiği, sipariş kutusunu ödemeli olarak alıp açtığında içerisinden beş adet beyaz renkli, ne olduğunu bilmediği hapların çıktığı, aynı numarayı tekrar arayarak durumu anlattığında, siparişlerin karıştığını söyleyen sanığın, yeni bir koli göndereceğini, içerisinden filmlerin ve bir önceki siparişin parası olan 30,00 TL’nin çıkacağını söylediği, katılanın bu sipariş kutusunu da 36,00 TL ödeyerek postaneden alıp evine getirdiğinde bu kez de kolinin içesinden krem çıktığının iddia edildiği somut olayda; TELSİM’in cevabi yazasından katılan tarafından bildirilen numaranın sanığa ait olduğunun tespit edildiği, sanığın bu durumu inkar etmeksizin katılanın verdiği siparişleri gönderdiğini, kimseyi dolandırmadığını savunması, buna karşın katılanın film siparişi vermesine rağmen farklı ürünlerin gönderildiği iddia etmesi karşısında, bahsi geçen gazete ilanı getirtilerek ilanın
içeriğinin incelenip film satışına ilişkin olup olmadığının tespit edilmesi, ilanın aldatma özelliğinin bulunup bulunmadığı da gözetilerek, aldatma özelliğinin bulunması halinde eylemin TCK’nın 158/1-g maddesinde düzenlenen suça vücut verme ihtimaline binaen, bu suça bakmakla görevli Ağır Ceza Mahkemesi’ne görevsizlik kararı verilmesi, ilanın aldatıcılık özelliği yok ise; sanığın savunması ile katılanın iddiaları değerlendirilerek suçun, TCK’nın 157. maddesinde düzenlenen dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağının belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2007/10-108 E., 2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamasına rağmen, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırın üzerinde 36 tam gün olarak tayin edilmesi;
Sanığın adli sicil kaydına göre tekerrüre esas sabıkasının bulunmasına rağmen hakkında TCK’nın 58. maddesinin uygulanmaması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 04.12.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.