Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/4186 E. 2014/20895 K. 10.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/4186
KARAR NO : 2014/20895
KARAR TARİHİ : 10.12.2014

Tebliğname No : 11 – 2011/85113
MAHKEMESİ : Kırıkkale Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 12/10/2010
NUMARASI : 2008/72 (E) ve 2010/178 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi,kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır.Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır.Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
TCK’nın 158/1-g maddesinde suçun;“Basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle” işlenmesi nitelikli bir hâl olarak düzenlenmiştir.Bu nitelikli halin uygulanması için,basın ve yayın araçlarının dolandırıcılık suçunun işlenmesinde özel bir kolaylık sağlamış olması gerekir.Failin,yarar sağlamak için gerçek olmayan bir durumu basın organında haber ya da reklam olarak yayınlatması ve bunu mağduru aldatmada kullanması halinde basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle dolandırıcılık suçu işlenmiş olacaktır.Bu manada gazeteler ve televizyonlar gibi görsel ve yazılı basın ve yayın araçlarının sağladığı ilân,program,haber içerikleri vb. suça konu edilebilmekte, kişiler kolaylıkla aldatabilmektedirler.
Gazeteye verilen ilanın sadece sanığa ulaşılmasına yardımcı olduğu,şikâyetçinin aldanmasında ve hileli hareketlerin gerçekleştirilmesinde kolaylık sağlamadığı takdirde TCK’nın 158/1–g maddesinin varlığından söz edilemez.Yine şikâyetçinin basit bir araştırmayla gerçeği öğrenebileceği durumda, dolandırıcılığın nitelikli halinden bahsedilemez.Gazetede münhasıran ilan verilmesi yeterli olmayıp,ilanında hileli hareketlerin gerçekleştirilmesinde tarafların aldatılmasında etkisinin bulunması gerekir.Gazetede sahibinden satılık eşya ilanında, eşya tanıtılmadan soyut bir bilgilendirme üzerine verilen telefondan yapılan arama ile gelişen aldatmada,gazeteye verilen ilanın failin sadece şikayetçiye ulaşmasına yardımcı olduğu,hileli hareketlerin gerçekleştirilmesi ve şikayetçinin aldatılmasında bir kolaylık sağlamadığı hallerde, “basit dolandırıcılık”,ilanda eşya gerçeğine aykırı olarak tanımlanıp,orjinalinden daha ucuza gösteriliyorsa,teşhir ve gösterim üzerine mağdur yanıltılmışsa nitelikli dolandırıcılık suçu söz konusu olacaktır.
Sanık M.. T..’in Hürriyet, Star gibi ulusal gazetelere “araçlı şoför alınacak” şeklinde ilan vermesi üzerine, ilanda belirtilen telefon numarasını arayan müşteki ve katılanlar İ.. Ç.., Y.. A..,S.. G.., H.. Ş.., R.. Ö.., H.. D.., S.. K.., H.. Ü.. ve Ü.. K..’nün telefonla sanıkla irtibata geçmeleri üzerine sanığın söz konusu şahısları görüşmek üzere Kırıkkaleye çağırdığı, buluştuklarında sanığın değişik isimlerle kendisini avukat olarak tanıttığı, icra takipleri ile uğraştığını 1250 TL maaş vereceğini belirterek, hemen işe başlamalarını söylediği ve ardından acilen çeşitli işlemler yapıyormuş gibi müştekiler ve katılanların aracına binerek adliyelere veya hastanelere gidip sonra her bir katılan ve müştekiye bir işlem yapacağını yada belirttiği bir banka şubesini bulamadığını, banka kartını makineye kaptırdığını yada bir yakının kaza geçirmesi nedeniyle gerektiğini söyleyerek yanında varsa bir miktar para ver yarın sana veririm dediği İ.. Ç..’ın yakıt parası ve Nokia 1110 cep telefonu, Y.. A..’un 200,00TL.parasını, S.. G..’ün 200,00TL.sini H.. Ü..’in 390,00TL.sini, Ü.. K..’nün cep telefonunu ve 150,00TL.parasını H.. D..’nın 550,00 TL parasını, H.. Ş..’in 200,00TL.sini, R.. Ö..’ın 270,00 TL.sini alarak ortadan kaybolup haksız menfaat temin ettiği, S.. K..’den haksız menfaat temin edemediği, H.. D..’nın duruşmada alınan beyanında dava açıldıktan sonra sanığın müştekinin zararını karşıladığı olayda,
Sanık hakkında her bir mağdura yönelik eylemi nedeniyle ayrı ayrı mahkumiyet hükmü verilmiş olduğundan tebliğnamedeki 2 nolu bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanığın gazeteye verdiği ilanın sadece sanığa ulaşılmasına yardımcı olduğu, şikâyetçinin aldanmasında ve hileli hareketlerin gerçekleştirilmesinde kolaylık sağlamadığı anlaşıldığından, sanığın eylemlerin 5237 sayılı TCK’nın 157. maddesinde düzenlenen “basit dolandırıcılık” suçunu oluşturduğu gözetilmeden “basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle nitelikli dolandırıcılık” suçundan 5237 sayılı TCK’nın 158/1-g maddesi uyarınca hüküm kurulması,
Sanık hakkında tekerrür hükümleri uygulanırken en ağır cezanın tekerrüre esas alınması gerekirken infazda karışıklığa neden olacak şekilde birden fazla hükmün tekerrüre esas alınması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’ nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 10.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.