Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/4153 E. 2014/20432 K. 04.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/4153
KARAR NO : 2014/20432
KARAR TARİHİ : 04.12.2014

Tebliğname No : 11 – 2011/69448
MAHKEMESİ : Yalova 1.Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 13/10/2010
NUMARASI : 2007/610 (E) ve 2010/609 (K)
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi, tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Suçun, meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesi hâlinde, nitelikli hali oluşmaktadır.
Somut olayda; mağdurun yetkilisi olduğu şirkette satış elemanı olarak çalışan sanığın, müşterilerden şirket adına tahsil ettiği toplam 2.582 TL’yi şirkete teslim etmediği anlaşıldığından, eyleminin hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunun oluştuğuna dair kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sair temyiz itirazlarının reddine; ancak;
1-Sanık hakkında temel ceza tayini sırasında hürriyeti bağlayıcı cezanın alt sınırdan belirlendiği halde adli para cezasının alt sınırdan uzaklaşılarak tespit edilmesi,
2-Sanığın, 5237 sayılı TCK’nın 43/1. maddesi kapsamında, aynı suç işleme kararıyla Kanun’un aynı hükmünü değişik zamanlarda birden fazla kez ihlal ederek haksız menfaat temin etmiş olması karşısında, zincirleme suç hükümlerinin uygulanmayarak eksik ceza tayin edilmesi,
3- Mağdurun, 08.10.2008 tarihli celsede, sanığın babası tarafından şirket zararının ödendiğini bu nedenle şikâyetinden vazgeçtiğini beyan etmesine rağmen, sanık hakkında TCK’nın 168. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmaması,
4-Sabıkası bulunmayan sanık hakkında 5728 sayılı Kanun’un 562. maddesi ile değişik CMK’nın 231. maddesi uyarınca “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının” uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışılmaması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanun’un 326/son maddesi uyarınca sonuç ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 04.12.2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.