Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/4104 E. 2014/20170 K. 02.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/4104
KARAR NO : 2014/20170
KARAR TARİHİ : 02.12.2014

Tebliğname No : 11 – 2011/100279
MAHKEMESİ : Ankara 2. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 27/10/2010
NUMARASI : 2009/1444 (E) ve 2010/858 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Somut olayda; katılanın elinde tahsile koymak istediği bir senedin bulunduğu, kendisini avukat olarak tanıtan sanığın, senedi tahsile koyacağını belirterek katılandan masraf adı altında 1.500 TL aldığı ve ortadan kaybolduğu anlaşılmakla; eylemin dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılanın yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanığın adli sicil kaydında yer alan, Karşıyaka 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 25/12/2008 tarih ve 2007/104 E, 2008/1007 K sayılı ilamının tekerrüre esas olduğu anlaşılmakla; ilgili ilamın kesinleşme ve infaz tarihlerini içerir onaylı suretinin dosya arasına getirtilip, sanığa ek savunma hakkı tanınmak suretiyle, 5237 sayılı TCK’nın 58. maddesi gereğince hükmolunan cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılanın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 02/12/2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.