Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/4049 E. 2014/20389 K. 03.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/4049
KARAR NO : 2014/20389
KARAR TARİHİ : 03.12.2014

Tebliğname No : 11 – 2011/93092
MAHKEMESİ : İstanbul 3. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 27/09/2010
NUMARASI : 2010/144 (E) ve 2010/621 (K)
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması,malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Katılan … Sigorta A.Ş’nin İstanbul/Şişli Acentası olan sanığın, şirket adına müşterilerden tahsil ettiği 651.725 TL’yi şirkete vermeyip uhdesinde tuttuğunun anlaşıldığı olayda, eyleminin hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine; ancak;
1-5237 Sayılı TCK’nın 61. maddesi gereğince, temel cezanın tayini sırasında elde edilen haksız menfaat miktarı da gözetilerek alt sınırdan uzaklaşılması gerekirken yazılı şekilde uygulama yapılması,
2-Sanığın, değişik zamanlarda olmak üzere katılana karşı birden fazla kez gerçekleşen eylemi nedeniyle hakkında 5237 sayılı TCK’nın 43. maddesinde düzenlenen zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilmeden eksik ceza tayini,
3-Kabule göre de;
Hapis cezasının alt sınırdan tayin edilmesine rağmen, adli para cezasının belirlenmesi sırasında, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeye dayanarak tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle sanığa fazla ceza tayini,
4-Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 06.04.2010 tarihli ve 2010/4-71 Esas, 2010/76 Karar sayılı ilamında belirtildiği gibi; 5237 sayılı TCK’nın 51. maddesiyle, ceza infaz kurumu haline getirilip, sadece hapis cezasıyla sınırlı olarak kabul edilen ertelemede, maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkemece bir deneme süresinin belirlenmesi zorunlu olup, bu sürenin belirlenmemesi veya eksik belirlenmesi, denetim süresi, ertelemenin yasal sonucu olduğundan,aleyhe bozma yasağı kapsamında değerlendirilemeyecektir. Bu kapsamda sanık hakkında TCK’nın 51. maddesinde düzenlenen erteleme hükümleri uygulanırken denetim süresi belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
5-Sanık hakkında hükmolunan cezanın kısa süreli hürriyeti bağlayıcı ceza olmasına rağmen TCK’nın 53/1. maddesindeki hak yoksunluklarına hükmedilmesi suretiyle TCK’nın 53/4. maddesine muhalefet edilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 03.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.