Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/4036 E. 2014/20387 K. 03.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/4036
KARAR NO : 2014/20387
KARAR TARİHİ : 03.12.2014

Tebliğname No : 11 – 2011/92626
MAHKEMESİ : Karabük Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 07/12/2010
NUMARASI : 2010/144 (E) ve 2010/248 (K)
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır.Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Sigorta edenin dolandırılması, nitelikli hâl kabul edilmiştir. Suçun oluşması için, sigorta bedelini almak üzere,zararın gerçekleştiğini ileri sürerek bu bedeli sahte işlem ve belgelerle almaları yada almaya kalkışmaları gerekir.Olayla ilgili belgeler sigorta kurumuna sunulmadıkça suçun icra hareketleri başlamaz. Failin sigortalı malını,sigorta bedelini almak için tahrip etmesi, yakması, bozması,yok etmesi kandırmaya yönelik ağır yalandır ve hiledir. Bu şekilde sigorta bedelinin alınması halinde dolandırıcılık suçu oluşur. Failin sigorta edilen veya sigorta bedelini alacak kişi olması gerekmez.Sigortanın türü de önemli değildir. Mal veya yaşam sigortası mali sorumluluk sigortası vb. olabilir. Yanıltıcı uygulamaların sadece araç sigortalarında değil, bedeni hasarlar da dâhil olmak üzere her tür sigorta alanında yapıldığı, sigorta şirketinin sözleşme şartları çerçevesinde ödememesi gereken bir hasarı ödetmek amacıyla sigorta şirketine bilerek yanlış bilgi verilmesi veya önemli bir hususun gizlenmesi ya da sigorta süresi içerisinde kasıtlı olarak bir hasara sebep olunması veya hasarın miktarının olduğundan fazla gösterilmesi suretiyle yarar sağlanması şeklinde ortaya çıktığı gözlemlenmektedir.
Temyiz dışı sanık Bayram’ın üzerine kayıtlı bulunan … plakalı aracı suç tarihinde kardeşi olan diğer sanık Zekai’ye verdiği, sanık Zekai’nin Kızılcahamam-Çerkeş karayolu üzerinde Çerkeş yönüne doğru araçla seyir halinde iken Kemerköprü mevkiine geldiği sırada yoldan çıkarak Ulusu deresine araçla birlikte düştüğü, sanık Zekai’nin alkollü olduğu için yeğeni olan diğer sanık Aydın’ın görevli polis memurlarına aracı kendisinin kullandığını beyan ettirdiği, temyiz dışı sanık Bayram’ın hasar bedeli olarak katılan … A.. Sigorta A.Ş. şirketinden 36.992 TL hasar bedelini 01/03/2010 tarihinde aldığı, sanıkların bu şekilde gerçekleşen eyleminin sigorta bedelini almak maksadıyla dolandırıcılık suçunu oluşturduğu iddia edilen olayda,
Temyiz dışı sanık Bayram’ın kazadan sonra katılan A.. Sigorta A.Ş.’ye araç pert bedelinin ödenmesi talebiyle yapılan müracatıyla ilgili olarak, katılan şirkete ait araç dosyasında bulunduğu anlaşılan 11.10.2009 tarihli trafik kaza tespit tutanağı ve aynı tarihli kaza özeti başlıklı tutanakta sanık Zekai’nin aracın sürücüsü olarak alkollü araç kullanması nedeniyle kazaya neden olduğu belirtilip, sanık Aydın’ın aracı kendisinin kullandığına dair beyanına itibar edilmediği belirtilmiş olduğunun anlaşılması karşısında, katılan sigorta şirketi tarafından basit bir inceleme ile durumun anlaşılabilir olması nedeniyle hile unsurunun somut olayda gerçekleştiğinden söz edilemeyeceği, dolandırıcılık suçuun unsurları itibariyle oluşmadığı gözetilmeden sanıkların beraati yerine yasal olmayan gerekçe ile mahkumiyetlerine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; 03.12.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.