Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/4027 E. 2014/19990 K. 01.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/4027
KARAR NO : 2014/19990
KARAR TARİHİ : 01.12.2014

Tebliğname No : 11 – 2011/78598
MAHKEMESİ : İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 18/05/2010
NUMARASI : 2009/204 (E) ve 2010/132 (K)
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli,olayın özelliği,fiille olan ilişkisi,mağdurun durumu,kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Bilişim sistemlerinin,banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu, TCK’nın 158/1-f maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin gerekçesinde de;“Dolandırıcılık suçunun, bilişim sistemlerinin,banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesi de,birinci fıkranın (f) bendinde bu suçun bir nitelikli unsuru olarak kabul edilmiştir. Bilişim sistemlerinin,banka veya kredi kurumlarının,özellikle bu kurum ve kuruluşları temsil edenlerin,kurum ve kuruluşları adına hareket eden kişilerin, başkalarını kolaylıkla aldatabilmeleri bir güven kurumu olan bu kuruma güvenin sarsılması bu kurumların araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu, nitelikli hâl saymıştır. Bilişim sisteminin aldatılmasından söz edilemeyeceği için, ancak bu sistemin araç olarak kullanılarak bir insanın aldatılması yani dolandırılması halinde bu bendin uygulanması mümkündür.
aksi halde yani sisteme girilerek bir kişi aldatılmayıp sistemden yararlanılarak çıkar sağlanmışsa bilişim suçu veya bilişim sistemi kullanılmak suretiyle hırsızlık suçunun oluşması söz konusu olacaktır. Bilişim sisteminden maksat,verileri toplayıp,yerleştirdikten sonra bunları otomatik işlemlere tâbi tutma olanağını veren manyetik sistemlerdir. Günümüzde bilişim sistemleri ile sesli-görüntülü haberleşme, elektronik imzanın kabulü,yeni ticari ilişkiler, internet bankacılığı hizmeti ile para transferleri ve bunlar gibi pek çok yenilik toplumsal hayata girmiş, bilişim gerek iş gerekse günlük hayatta vazgeçilemeyecek kadar önemli bir noktaya ulaşmış, bilişim teknolojileri daha hızlı ve ucuz bir nitelik arz etmesi nedeniyle, klasik yöntemlere nazaran daha fazla tercih edilir duruma gelmiştir. Bu sistemlerin güvenle kullanılması, aynı anda hızlı ve kolayca birçok kişi tarafından ulaşılması ve diğer taraftaki failin kontrol imkanını azaltması nedeniyle nitelikli hal sayılmıştır. Banka ya da kredi kurumlarının araç olarak kullanıldığından söz edilebilmesi için,dolandırıcılık fiili gerçekleştirilirken bankaların olağan faaliyetlerinden ya da bu faaliyeti yürüten sujelerden hileli araçlar kullanılarak yararlanılması veya banka ve kredi kurumlarının olağan faaliyetleri nedeniyle üretmiş oldukları maddi varlıkların suçta araç olarak kullanılarak haksız çıkarın elde edilmesi gerekir. Bankaların,ödeme aracı olarak kullanılması halinde bu fıkra uygulanamayacaktır.
Katılanın, … Factoring Hizmetleri Anonim Şirketi’nin yetkili temsilcisi , sanık İ.. K..’in “… Elektrik ve Elektronik Sanayii ve ticaret Limited Şirketi’nin yetkili temsilcisi, sanık Ö.. K..’nin ise, sanık İbrahim’in yetkili olduğu şirketin mali müşaviri, aynı zamanda sanık İbrahim’in yakın akrabası olduğu, birlikte işleri yürüttükleri, sanık İbrahim’in, .. Bankası Çamdibi Şubesi’ne ait, temyiz dışı M.. Ç..’a ait … Reklam Şirketi namına 8.732.00 TL bedelli çek ile, Türkiye.. Bankası …Sitesi Şubesi’ne ait, temyiz dışı M.. Ç..’a ait yine .. Reklam Şirketi namına 09.09.2005 keşide tarihli 11.360 TL bedelli, 19/09/2005 keşide tarihli 9.636 TL bedelli, 22/07/2005 keşide tarihli 9.603 TL bedelli, 21/09/2005 keşide tarihli 9.486 TL bedelli çekleri keşide ederek M.. Ç..’a verdiği, bu kişinin de katılanın yetkili olduğu Kurtuluş … Anonim Şirketi’ne borcu karşılığında verdiği, çeklerin bankaya ibrazında, çalıntı iddiasıyla çekler için ödeme yasağı konulması nedeniyle katılana ödeme yapılmadığı, böylece sanıkların eylem ve fikir birliği içinde hareket edip katılan aliyhine haksız menfaat temin etmek suretiyle nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda,
1-Sanık İbrahim’in, çeklerdeki keşideci imzasının kendisinin yetki verdiği sanık Özkan tarafından imzalanmasından sonra çalındığını belirterek ödemediği çeklerle ilgili imza inkarında bulunduğu, yapılan incelemede, 11.360 TL bedelli çekin ön yüzündeki yazı, rakam ve keşideci imzasının sanık Özkan’a ait olduğu, diğer çeklerdeki yazı ve rakamların,… Limited şirketi yetkilisi temyiz dışı M.. Ç..’a ait olduğu, bu çeklerdeki imzanın ise sanık Özkan’a ait olduğunun belirlendiği, temyiz dışı Metin alınan ifadesinde, çekleri sanık İbrahim’e sattığı elektronik ürünler karşılığında aldığını, daha sonra kendisinin de … Factoring Şirketi’ne verdiğini belirttiği, dört tane çekte yer alan yazı ve rakamların Metin’e ait olduğu da dikkate alınarak, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması açısından; sanık İbrahim ile temyiz dışı Metin arasında, söz konusu çeklerin verilmesine esas olan fatura, irsaliye ve diğer ticari belgeler ile ilgili diğer kayıtların tamamının getirtilerek, sanıkların, hangi ilişkiye istinaden çekleri Metin’e verdiğinin kesin olarak belirlenmesi, çeklerin çalındığına ilişkin yapılan başvuruya dair ilgili soruşturma dosyasının getirtilip incelenmesi, onaylı suretinin dosyaya konulması, suça konu çeklerin, kaybolan çekler olup olmadığının belirlenmesi, buna göre, çeklerin katılana verildikten sonra imza inkarında bulunup ödeme yapılmamasında suç kastı olup olmadığının da karar yerinde tartışılarak sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nın 43. maddesinde, 765 sayılı Kanun’un 80. maddesinden farklı olarak “değişik zamanlarda” ifadesini kullanmış olması karşısında, aynı anda işlenen fiillerde zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulama olanağı bulunmadığı dikkate alınarak sanığın, sahte oluşturulmuş beş ayrı çeki sahte olarak düzenleyip kullanması eyleminde, çeklerin farklı zamanlarda düzenlendiğine dair bir iddia olmadığı gibi bu hususta yeterli delil de bulunmadığının anlaşılması karşısında, sanıklar hakkında TCK’nın 43. maddesinin uygulanması suretiyle fazla ceza tayini,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 01/12/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.