YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/4009
KARAR NO : 2014/20044
KARAR TARİHİ : 01.12.2014
Tebliğname No : 11 – 2011/138022
MAHKEMESİ : Çanakkale 2. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 21/10/2010
NUMARASI : 2009/706 (E) ve 2010/470 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık, sahtecilik
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Katılan Ş.. T.. vekilinin temyiz isteminin M.. K.. hakkında kurulan beraat hükmüyle sınırlı olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Sanıkların, maddi durumu iyi olan Şahin’den menfaat temin edebilmek amacıyla önceden kurguladıkları plan doğrultusunda sanıklardan M. A..’ın, İstanbul’da oturduğunu bildiği şikayetçi Reha’ya ait değerli arsayı 700.00,00 TL’ye alabileceğini söylemesi üzerine tapu müdürlüğünü arayan şikayetçinin, arazinin şikayetçi Reha’ya ait olduğunu bir sıkıntı olmadığını öğrenmesi nedeniyle, mirasçılar ile Ankara’da buluşacaklarını belirten sanık Mehmet ile Ankara’ya giderek tapu devrini almak istediği, burada temyiz dışı Hamit’in kendisini arazinin mirasçılarından Selahattin olarak tanıttığı, yine Şahin’in arazinin mirasçılarından olarak söyledikleri M. K..’e para göndermesini sağladıkları, daha sonra sanık Mehmet’in, Şahin’e …. N… yapı kooperatifinde bulunan evini satmasını ve bu parayla alacağı arsanın parasının bir kısmını ödeyebileceğini belirttiğinden, şikayetçi Şahin’in, sahip olduğu dairesini Tayfun’a sattığı ve karşılığında ondan hayali bir kişi adına düzenlenmiş geçersiz bir senet aldığı, bu şekilde Tayfun’un aldığı daireyi kısa sürede elden çıkarıp parasını bölüşmeyi planladıkları, tekrar Ankara’ya gidildiğinde bu defa noter önünde Hamit’in Şahin’i oyalayıp ortalıktan kaybolduğu, bu şekilde Şahin’in toplam 566.000,00 TL zarara uğratıldığının iddia ve kabul olunması karşısında, sanıkların hileli yollarla şikayetçiye ait evin devrini almaları şeklindeki eylemlerinin, 5237 sayılı TCK’nın 158/1-d ve 207. maddelerinde düzenlenen “Kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasî parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle” nitelikli dolandırıcılık ve sahtecilik suçlarını oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delillerin takdiri ile tartışılmasının üst dereceli ağır ceza mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekili ile sanıklar M.. A.. ve T.. B.. müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı kanunun 326. maddesi gereğince sonuç ceza miktarı yönünden sanıklar M.. A.. ve T.. B..’ın kazanılmış haklarının gözetilmesine, 24.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.