Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/3995 E. 2014/20348 K. 03.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/3995
KARAR NO : 2014/20348
KARAR TARİHİ : 03.12.2014

Tebliğname No : 11 – 2011/100291
MAHKEMESİ : Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 16/12/2010
NUMARASI : 2010/350 (E) ve 2010/418 (K)
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Ticarî faaliyeti meslek olarak icra eden kişilerin, güvenilirliğini sağlamak amacıyla, bu suçun, tacir (kişisel olarak ticaretle uğraşan kimseler) veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticarî faaliyetleri sırasında işlenmesi, TCK’nın 158/1-h bendinde nitelikli hâl kabul edilmiştir. Bu kavramlar Türk Ticaret Kanunun ilgili hükümlerine göre belirlenecektir. Türk Ticaret Kanunu’nun 14. maddesinde; tacir, kişisel durumları ya da yaptığı işlerin niteliği nedeniyle yahut meslek ve görevleri dolayısıyla, kanundan veya bir yargı kararından doğan bir yasağa aykırı bir şekilde ya da başka bir kişinin veya resmî bir makamın iznine gerek olmasına rağmen izin veya onay almadan bir ticari işletmeyi işleten kişi de tacir sayılır.“ denilmektedir. Ticaret şirketleri, aynı Kanun’un 124. maddesinde, Ticaret şirketleri; kollektif, komandit, anonim, limited ve kooperatif şirketlerden ibarettir. Bu Kanunda, kollektif ile komandit şirket şahıs; anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket sermaye şirketi sayılır” şeklinde tanımlanmıştır. Kooperatif yöneticilerinin, kooperatifin faaliyeti kapsamında, dolandırıcılık suçunu işlemeleri de nitelikli hâl, kabul edilmiştir. Üye sayısı dolmasına rağmen, üyeliğe kabulün devamından bahsederek üye kayıt edilmiş gibi kişinin parasının alınması bu suç tipine örnek gösterilebilir.
Kooperatif yöneticilerinin kimler olduğu 1163 sayılı Kooperatifler kanunun 55 ve devamı maddelerinde tanımlanmıştır. Buna göre; Yönetim Kurulu, kanun ve ana sözleşme hükümleri içinde kooperatifin faaliyetini yöneten ve onu temsil eden icra organıdır. Yönetim Kurulu en az üç üyeden kurulur. Bunların ve yedeklerinin kooperatif ortağı olmaları şarttır. Yönetim Kurulu üyeliğine seçilen tüzel kişiler, temsilcilerinin isimlerini kooperatife bildirir. Bu suçun oluşabilmesi için,Tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin dolandırıcılık suçunu ticari faaliyetleri sırasında işlemiş olmaları gerekir. Keza, kooperatif yöneticilerinin bu nitelikli halden cezalandırılabilmeleri için suçun kooperatifin faaliyeti kapsamında, işlenmesi gereklidir. Bu suçun faili tacir veya şirket yöneticisi yada şirket adına hareket eden kişi yada kooperatif yöneticisi olabilir.
Sanığın, … Yapı Makine Tic. Ltd. şirketinde bulunan hisselerini devretmesi nedeniyle şirket müdürüyken 06/12/2006 tarihinde alınan karar ile şirket müdürlüğünden azledildiği, azil kararının Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nin 27/12/2006 tarihli sayısında yayınlandığı, sanığın azledilmesine rağmen, katılan …İnşaat Yapı Malzemeleri Ltd. şirketine, kendisini … Yapı şirketinin yetkilisi olarak tanıtarak, 22/02/2007 tarihinde … Yapı şirketi adına 11.000 TL bedelli sıva makinesi satın aldığı, 22/02/2007 tarihli satış sözleşmesini … Yapı şirketinin yetkilisi gibi imzaladığı ve satış sözleşmesinde, borcun ilk taksitini peşin, sonraki üç taksitini çek ile ödemeyi taahhüt ettiği ancak 25/02/2007 tarihinde, alacaklısı .. şirketi olan 11.000 TL değerindeki emre muharrer senedi imzaladığı, borçlu hanesinde sanığın isminin, kefil hanesinde ise Gam Yapı şirketinin yazılı olduğu ve sanığın, senet üzerine bu şekilde iki imza attığı, senedin vadesinde ödenmemesi üzerine, … şirketi tarafından, sanık ve …Yapı şirketi aleyhine icra takibi başlatıldığı ancak … Yapı şirketinin borca ve imzaya itiraz ederek takibin iptali davası açtığı, Ankara 3. İcra Hukuk Mahkemesi tarafından, sanığın senet tanzim tarihinde yetkili olmadığı belirtilerek, … Yapı şirketine yönelik takibin iptaline karar verdiği, bu suretle sanığın şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyeti sırasında dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda;
Gerçeğin hiç bir kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması amacına yönelik olarak, dosya içerisinde mevcut 22.02.2007 tarihli makine satış sözleşmesini düzenleyen ve belge altında imzası bulunan … şirketi yetkilisinin ve sıva makinesini sanığın iş yerine montaj amacıyla götürüp karşılığında senet alan çalışanın açık kimlik bilgileri tespit edilerek, tanık sıfatıyla beyanlarının alınması ile sanık .. Yapı şirketinden azledilmesine rağmen sözleşme düzenlendiği esnada .. Yapı şirketinde çalıştığını söyleyip söylemediği, sıva makinesini kendi işyeri için mi … Yapı şirketi için mi aldığını beyan ettiği, … Yapının yetkilisi olarak senedi imzalayıp imzalamadığı, attığı imzaların kefil adına da atılıp atılmadığı hususlarının belirlenmesi , tanıkların ve sanığın yazı ve imza örnekleri alınarak, senet üzerindeki ve 22.02.2007 tarihli makine satış sözleşmesi üzerindeki yazı ve imzaların aidiyetinin tespiti ile sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve tespiti gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde eksik incelemeyle karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 03/12/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.