YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/3992
KARAR NO : 2014/14901
KARAR TARİHİ : 17.09.2014
Tebliğname No : 11 – 2011/95071
MAHKEMESİ : İstanbul 48. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 30/09/2010
NUMARASI : 2007/1218 (E) ve 2010/1706 (K)
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkâr etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Somut olayda, sanığın, katılan P.. Ş…’nde müşteri temsilcisi olarak çalıştığı, çalıştığı zaman zarfında katılan şirkete ait ürünleri müştekilere dağıtıp paralarını tahsil ettikten sonra katılan şirkete ödemesi gerekirken bir kısım malları müşterilere teslim etmediği, 4.529,05, lira parayı da katılan şirket hesabına yatırmadığı ve bu şekilde üzerine atılı hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda,
Anayasanın 141, 5271 sayılı CMK’nın 34, 230, 232 ve 289.maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının Yargıtay denetimine olanak sağlayacak şekilde açık olması ve Yargıtay’ın bu işlevini yerine getirebilmesi için kararın dayandığı tüm kanıtların, bu kanıtlara göre mahkemenin ulaştığı sonuçların, iddia, savunma ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmelerin, sanığın eylemlerinin ne olduğunun açık olarak gerekçeye yansıtılması,hakkında açılan kamu davası ile ilgili kurulan beraat hükmünün dayanaklarının gerekçeleriyle kararda açıklanıp gösterilmesi ve somut olayda; mevcut bilirkişi raporuna rağmen hangi nedenle sanık savunmasına üstünlük tanındığı gösterilecek biçimde gerekçeli karar yazılması gerekirken, denetime olanak sağlamayacak şekilde ve yukarıda açıklanan ilkelere uyulmadan gerekçeden yoksun olarak beraat kararı verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.