Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/3846 E. 2014/20499 K. 04.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/3846
KARAR NO : 2014/20499
KARAR TARİHİ : 04.12.2014

Tebliğname No : 15 – 2011/299764
MAHKEMESİ : Adana 12. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 26/04/2011
NUMARASI : 2010/911 (E) ve 2011/292 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Sanığın, elektrikli ev aletleri satan mağduru cep telefonu ile arayıp daha önceden tanışıyormuş gibi yaparak adının Cemal olduğunu söyleyip cenazesi olduğunu evde mevlit okutacağından 1 adet elektrikli süpürge, 1 adet şofben ve el blendırı almak istediğini söylediği, mağdurun o sırada dükkanda bulunan eşini arayarak bu durumu ilettiği ve gelen şahsa kredi kartı karşılığında istediğini vermesini söylediği, sanığın dükkana gelip eşyaları aldığı, kredi kartının hanımında kaldığını, şofbeni takmaya gelince mağdura ödeyeceğini söyleyip, mağdurun eşinden suça konu eşyaları aldığı, sonrasında mağdurun kendisini arayan numarayla irtibat kurduğunda, telefona çıkan şahsın böyle bir alış veriş yapmadığını beyan ederek telefonu kapattığının iddia ve kabul olunduğu olayda;
Sanığın atılı suçlamayı kabul etmediği, aynı yerde birlikte çalıştıkları F. Ş.. ve F. P..’ın kullanmış
olabileceklerini savunması, tanık A.A..’un dükkana gelen kişinin yanında başka birisinin de bulunduğunu ve aracın yanında beklediğini, omzuna kadar uzun saçları olan bu şahsın fotoğrafları gösterilen sanık olduğunu beyan etmesi karşısında; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti için adı geçen F. Ş.. ve F. P..’in olayla ilgili beyanları alınarak, sanığın ve adı geçen arkadaşlarının tanık Aysel ile yüzleştirip, bu mümkün olmadığı takdirde tanıkların fotoğrafları çekilip tanığa teşhisi yaptırıldıktan sonra sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 04/12/2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.