Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/3807 E. 2014/20435 K. 04.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/3807
KARAR NO : 2014/20435
KARAR TARİHİ : 04.12.2014

Tebliğname No : 11 – 2011/87546
MAHKEMESİ : Lalapaşa(Kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 30/09/2010
NUMARASI : 2009/59 (E) ve 2010/58 (K)
SUÇ : Güveni kötüye kullanma

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehin etmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Sanık ile katılan F.. G..’ün bir süre öncesine kadar resmi nikahlı evli oldukları, 2009 yılı ocak ayında boşandıkları, ortak çocukları olan G.. Ö..’ın velayetinin ise annesi olan katılan Fevziye’ye verildiği, ayrıca sanığın çocuğu olan Gülben’i yılın belli tarihlerinde görmesi için mahkeme tarafından izin verildiği, bu nedenle 2009 yılının Temmuz ayının başında sanığın Kofçaz İlçesine gelerek kızı olan Gülben’i katılanlardan teslim aldığı, bu esnada katılanların kızları ile görüşmek için katılan A.. G..’e ait olan Nokia 1110 marka cep telefonu ile Gülben’in kullandığı özel eşyaları sanığa teslim ettikleri, bir süre sonra Lalapaşa Asliye Hukuk Mahkemesinin verdiği bir kararla G.. Ö..’ın sanık olan babasından alınarak annesine teslim edildiği, ancak sanığın çocuğu alırken teslim edilen eşyaları tekrar katılanlara iade etmediği, bunun üzerine katılanların şikayetçi oldukları, akabinde Lalapaşa Sulh Ceza Mahkemesi tarafından verilen arama kararına istinaden sanığın evinde yapılan aramada söz konusu ait eşyaların ele geçirilip katılanlara teslim edildiği, bu şekilde sanığın üzerine atılı güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda,
1-Sanığın aşamalarda değişmeyen ifadesinde, suça konu cep telefonunu evde yaptığı arama sonucunda bulamadığı için teslim edemediğini, diğer eşyaları hazırlayarak katılanlara verilmek üzere kolluk güçlerine teslim ettiğini beyan ederek atılı suçlamayı kabul etmemesi, kolluk tarafından sanığın evinde yapılan arama sonucunda suça konu telefonun koltuk altında ve gözle görülemeyecek şekilde bulunmuş olması, Gülben’e ait diğer eşyaların teslim edilmeye hazırlanmış bir şekilde evde bulunması, tanık sıfatıyla beyanı alınan ve sanık ile katılan Fevziye’nin ortak çocukları olan Gülben’in katılanlar tarafından yönlendirilmeye müsait olması nedeniyle beyanlarına itibar edilemeyeceği, sanığın suça konu cep telefonunu ve diğer eşyaları sahiplenmek kastıyla bilerek teslim etmediğine dair savunmasının aksine delil bulunmadığı da dikkate alınarak sanığın atılı suçtan beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde mahkumiyetine hükmolunması,
2- Kabule göre de; sanığın güveni kötüye kullanma suçunu çocuğuna karşı işlemiş olması nedeniyle hakkında 5237 sayılı TCK’nın 167/1-b maddesi uyarınca ceza verilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, o yer C. Savcılarının ve sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 04.12.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.